Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1413 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 20615 - Esas Yıl 2014





İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkakYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A RDavacı üçüncü kişi vekili, İcra Müdürlüğü’nün 2012/8994 sayılı Takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, İcra Müdürlüğü’nün 2013/25 sayılı Talimat dosyasında yapılan 07.02.2013 günlü hacze konu iş makinelerinin tescile tabi araçlardan olduğunu ve üçüncü kişi şirket adına tescil kaydının yapıldığını, hacizli makinelerin borçlu ile ilgisinin bulunmadığını, resmi kayıtların aksinin kanıtlanamadığını belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına ve tazminata karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğunu, borçlunun da 04.02.2013 tarihli evrakta makinelerin kendisine ait olduğunu kabul ve beyan ettiğini, kaldı ki hacizden haberdar edildikten sonra da bir itirazda bulunmadıklarını, ispat yükü altında olan üçüncü kişinin taşınırları leasing yolu ile elinde bulundurduğunu beyan ettiğini, dolayısıyla mülkiyeti kanıtlayamadığını, sonradan makineleri dava ve takip dışı bir şirkete sattıklarını, ancak fatura düzenlenmediğini, mülkiyet davacıda olmadığı için tescil de yaptırılamadığını, borcun doğumundan sonra yapılan tescil işleminin ise muvazaaya dayandığını, davacının makinelerin haciz mahallinde bulunma nedenini açıklayamamasının da bunu kanıtladığını belirterek davanın reddine ve tazminata karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu iş makinelerinin 2008 model olduğu, ancak üçüncü kişinin bunların ilk alımına ilişkin faturaları sunamadığı gibi tescil işlemini de çok sonra, icra takibi devam ederken yaptırdığı, bu durumun makinelerin borçluya ait olduğu yönündeki karineyi güçlendirdiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava konusu iş makinelerinin ikisi istihkak iddiası ile aynı gün, iki iş makinesi ise 2012 yılında borcun doğumundan sonra davacı adına tescil ettirilmiştir. Davacı, bunları finansal kiralama sözleşmesi uyarınca aldığını bu nedenle geç tescil yaptırdığını iddia etmektedir.Temyiz incelemesi aşamasında getirtilen noter satış sözleşmeleri ve kiralayan şirketin 06.08.2014 tarihli yazı cevabı bunu doğrulamaktadır. Ticaret sicil kayıtlarına göre davacı ve borçlu şirketler arasında organik bağ olmadığı gibi muvazaalı olarak istihkak iddiasında bulunulduğu yönünde delil de bulunmamaktadır. Bununla birlikte davacı mahcuzların borçlunun elinde bulunma nedenini açıklayamadığı gibi buna ilişkin delilleri de sunamamıştır. Borçlu şirket ise mahcuzların kendilerine ait olmadığını savunmakla birlikte oturumlara katılmamış iş makinelerinin zilyetliklerinde bulunma nedenini ve buna ilişkin delilleri bildirmemiştir. Davalı alacaklının dayandığı 05.05.2012 tarihli adi nitelikteki satış protokolüne konu iş makinelerinin şase seri numaraları mahcuzlara uymaktadır. Ne var ki buradaki satıcı firma üçüncü kişi ya da finansal kiralama sözleşmesindeki kiralayan şirket değildir. Mahkemece anılan şirketin (Ankara İş Makineleri Ltd. Şti.nin) ve borçlunun iş ortağı olan ... İletişim isimli şirketin ticaret sicil kayıtları getirtilip incelenerek davacı şirket ile organik bağ içinde olup olmadıklarına bakılması, gerçek bir satışın yapılıp yapılmadığının ticaret sicil kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tespit edilmesi (satış tarihi, ödeme hususlarına özellikle bakılması), bundan sonra borcun doğum tarihinden sonra alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı işlemler yapılıp yapılmadığı hususunun değerlendirilerek toplanacak delillere göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm kurulması hatalı olmuştur.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 22.01.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.