Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 14101 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18581 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kayseri 4. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/07/2013NUMARASI : 2013/204-2013/1010H.. Y.. ve Y..Ö..b.ile M.. I.. ve müşterekleri aralarındaki terekenin iflas hükümlerine göre tasfiyesi davasının reddine dair Kayseri 4. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.07.2013 gün ve 204/1010 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekilleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacılar vekili dava dilekçesinde; vekil edenleri ile davalıların iştirak halinde malik bulundukları .. ada ..parsel sayılı taşınmazda miras bırakan M..G...ün de hissedar olduğunu, miras bırakanın 19.04.2007 tarihinde vefat ettiğini, mirasçılarının hepsinin mirası reddettiklerini, taşınmazdaki iştirak halindeki mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülemediği gibi hiçbir şekilde hiçbir hissedarın taşınmazdan tasarruf da edemediğini, ..ada .. parselde kayıtlı taşınmazdaki mirası en yakın mirasçılarınca reddedilen mirası nedeniyle miras bırakan M..G...'ün hissesinin TMK'nun 612. maddesi hükmüne göre iflas hükümlerine göre tasfiyesine ve tasfiye memuru atanmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı Hazine vekili cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediklerini, bu davada Hazineye husumet düşmeyeceğini açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Davalılar M.. I.. ve S.. Ş.. 04.07.2013 tarihli yargılama oturumunda; davaya bir diyecekleri bulunmadığını bildirmişlerdir.Diğer davalılara ve dahili davalıya dava dilekçesi, dahili dava dilekçesi ve duruşma günü yöntemine uygun biçimde tebliğ edildiği halde, yargılama oturumlarına katılmamışlar ve davaya cevap vermemişlerdir.Mahkemece; mirasın en yakın mirasçıların tümü tarafından reddi halinde tasfiyenin alacaklılar veya mirasçılar tarafından istenmesinin mümkün olduğu, bu şekilde murisin de hissedar olduğu taşınmazın diğer maliklerinin tasfiye isteme hakları bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.Hüküm, davacılar vekili tarafından dilekçesinde yazılı nedenlerle süresi içerisinde temyiz edilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; mirasbırakan 19.04.2007 tarihinde bekar ve çocuksuz olarak vefat etmiş, en yakın yasal mirasçılarının tamamı tarafından miras reddolunmuştur. Bu durumda miras, kendiliğinden iflas hükümlerine göre tasfiyeye tabi hale gelmiştir (TMK. m.612/1) Taraflar dava konusu 1056 ada 55 parsel sayılı taşınmazın paydaşları olup; davacılar, taşınmazın paydaşlarından muris Mahmut Gözüküçük mirasçılarının tamamı tarafından mirası reddedildiğinden anılan murisin payına ilişkin olarak herhangi bir işlem yapamadıklarından ve tasarrufta bulunamadıklarından söz ederek mirasçıların tamamı tarafından reddedilen murisin terekesinin iflas hükümlerine göre tasfiyesini talep etmişlerdir. Davacıların terekeye dahil taşınmazda paylı mülkiyet sahibi olmaları, gerektiğinde paylı mülkiyetin tasfiyesi için ortaklığın giderilmesi davası açtıklarında tereke iflas memurunun hasım gösterilmesi gerektiğinden bu davayı açmakta hukuki yararlarının bulunduğunun kabulü gerekir. İcra İflas Kanunu'nun 180. maddesi; reddolunan mirasın tasfiyesinin sekizinci bab hükümlerine (m.208-256) göre ait olduğu mahkemece, yapılacağını hükme bağlamıştır. Bu şekilde terekeyi iflas hükümlerine göre tasfiye edecek sulh mahkemesinin görevi, tasfiye işlemlerinin sonuçlanmasına kadar devam eden tasfiyenin İİK'nun 180. maddesi yollaması ile aynı Kanun'un 208 ve devamı maddeleri uyarınca yürütülmesi ve tamamlanmasıdır. TMK'nun 612/2 maddesi uyarınca tasfiye sonunda arta kalan bir değer var ise bu değerin mirası reddetmemiş gibi hak sahiplerine verilmesi gerekir. Öyleyse mahkemece, Ahkamı Şahsiye işlerine bakmakla görevli ise işin esasının incelenerek yukarıda belirtilen hükümler de gözetilerek tasfiyenin tamamlanması, bu konuda görevli değil ise Ahkamı Şahsiye işlerine bakmakla görevli mahkemeye dosyanın gönderilmesi gerekirken, mirasçıların tamamı tarafından reddedilen terekenin tasfiyesinin alacaklılar veya mirasçılar tarafından istenebileceği gerekçe gösterilerek davanın reddedilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır. Davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4 bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden tereke ve davacılara iadesine, 04.07.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.