MAHKEMESİ : Antalya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/12/2012NUMARASI : 2012/788-2012/1112Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARDavacı alacaklı vekili, Antalya 15. İcra Müdürlüğü’nün 2012/17342 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Alanya 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/ 142 sayılı talimat dosyasında yapılan 08.08.2012 günlü hacizde üçüncü kişinin istihkak iddiasında bulunduğunu, mahcuzların borçluya ait olduğunu, hacizde borçlu Şirketin yönetim kurulu üyesi E. Ş.’in hazır bulunduğu halde borçlu ile ilgili bilgisinin bulunmadığını beyan ettiğini, bir başka takip dosyasında aynı yerde yapılan hacizde borçluya ait çok sayıda belgenin ele geçtiğini, istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı olarak ileri sürüldüğünü belirterek davanın kabulü ile istihkak iddiasının reddine karar verilmesini istemiştir.Davalı üçüncü kişi vekili, hacizde ele geçen bir iki belgeye dayanarak ileri sürülen muvazaa iddiasını kabul etmediklerini, hacizde hazır bulunan E. Ş.’in üçüncü kişi Şirketin çalışanı olduğunu, daha önce aynı adreste çalışması nedeni ile istihdam edildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu, usulüne uygun davetiye tebliğine rağmen duruşmalara katılmadığı gibi cevap da vermemiştir. Mahkemece toplanan delillere göre: dava konusu hacizde borçlu Şirket yönetim kurulu üyesinin hazır bulunduğu, üçüncü kişi ve borçlu şirketler arasında organik bağ bulunduğu, istihkak iddiasının muvazaalı olarak ileri sürüldüğü gerekçesi ile davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir.Dava konusu haciz, borçlunun daha önce kiracısı olarak işlettiği otel binasında yapılmış, bu sırada borçlu Şirket ortağı E.Ş.'de hazır bulunmuş, borçluya ait evraklar da ele geçmiştir. Bu koşullarda İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesi, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına kabul edilmelidir. Diğer yandan icra takibine konu borç, 16.03.2012 tarihli çekten kaynaklanmaktadır. Üçüncü kişi Şirketin haciz adresindeki faaliyetine borcun doğum tarihinden 3 ay kadar önce 14.12.2011’de başladığı anlaşılmaktadır. İcra takibine dayanak borcun çek tarihinden önce doğduğu yönünde alacaklı tarafın bir savunması da bulunmamaktadır.İspat yükü altında olan üçüncü kişi fatura sunmamıştır, dayandığı kira sözleşmelerinde ise oteldeki eşyaların neredeyse tamamı kiralayan tarafından temin edilmiştir. Mahkemece yapılması gereken iş; öncelikle, iki Şirketin de haciz tarihinden itibaren geriye doğru tüm çalışanlarını gösterir SGK kayıtları ile ilk kuruluşlarından itibaren tüm ticaret sicil kayıt örneklerini getirterek karşılaştırmak, ticari kayıtları üzerinden yaptırılacak bilirkişi incelemesi ile tek şirket gibi faaliyet gösterip göstermediklerini saptamak olmalıdır.Bunun yanı sıra o bölgedeki otellerin kiraya verilmesi sırasında içindeki demirbaş eşyaların kiraya veren tarafından mı kiracı tarafından mı temin edildiği, sözleşme sonunda kiracının getirdiği ya da yenilediği eşyaları otele bırakıp bırakmadığı hususlarındaki ticari teamüllerin de ilgili Sanayi ve Ticaret Odası ile Vergi Dairesi’nden (örnek kira sözleşmelerine göre) sorularak ve mahallinde kolluk aracılığı ile inceleme de yaptırılarak tespit edilmesi gerekir.Bu şekilde toplanacak delillerin sonucuna göre gerekirse oteli kiraya veren kişinin davaya dâhil edilmesi sağlanmalı, bundan sonra tarafların toplanacak tüm delillerine göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm tesisi isabetli değildir.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 31.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.