Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13917 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5413 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Fethiye 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 12/09/2013NUMARASI : 2004/48-2013/541N.. G.. ve müşterekleri ile K.. M.. ve N.. İ.. ve müşterekleri, dahili davalılar A..A.. ve müşterekleri aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kısmen reddine, kısmen açılmamış sayılmasına dair Fethiye 2. Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.09.2013 gün ve 48/541 sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 01.07.2014 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacılar vekili Avukat B...D.. karşı taraftan davalılardan K.. M.. vekili Avukat D.. A.. Ç..geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacılar vekili, E..ve A..e'den olma 1301 doğumlu .G..'ün 05.06.1964 tarihinde öldüğünü ve geride mirasçıları olarak eşi U.. ile a..olarak da R.., M.. A.., H..( F.), S., S..'nin kaldıklarını, kayıt maliki H.. G..e üçüncü kişi konumunda olan davacı N..in Ü.. beldesi.. parselde kayıtlı takriben 10.000 m2, Üzümlü Beldesi.. parselde kayıtlı 1080 m2, ..parselde takriben 3000 m2, .. parselde kayıtlı taşınmazın takriben 100 m2’sine, davacılardan G..l'in ise Üzümlü Beldesi 2413 parselde kayıtlı taşınmazın takriben 7000 m2, .. parselde kayıtlı taşınmazın takriben 400 m2,.. parselde kayıtlı taşınmazın takriben 2000 m2, ..Parselde kayıtlı taşınmazın ise 100 m2’sine, davacılardan M..'in ise .. parsel sayılı taşınmazın 400 m2’sine kayıt maliki Hüseyin'in ölümünden bu yana yaklaşık 30 yılı aşkındır davasız ve aralıksız olarak malik sıfatıyla ekip biçmenin yanında inşaat yapma, ağaç yetiştirme şeklinde zilyetlik ettiklerini, kayıt malikinin ölmesi nedeniyle tapuda intikal işleminin yapılamadığını, tapunun hukuki kıymetini yitirdiğini açıklayarak ölü H..G..r adına tapuda 642,1317,1612,2055,2413 parsellerde kayıtlı taşınmazlar üzerindeki davacıların zilyedi oldukları kısımlara ait tapu kayıtlarının iptali ile davacılar adına tapuya kayıt ve tescillerine karar verilmesini istemiştir.Davalı Karayolları vekili, davalı idarenin Üzümlü Beldesinde yapım, bakım ve onarımı ile sorumlu olduğu birden fazla yol olduğunu, dava konusu taşınmazlardan 2413 numaralı H.. G.. adına kayıtlı parselin Çameli 2. Bölge Hd. Yolu kamulaştırmasına rastladığını, diğer parsellerin hangi yol ile ilgili olduğunun anlaşılamadığını, tapulu taşınmazların zilyetlikle iktisap edilemediğini, kendilerine sunulan mevcut bilgiler ile taraf sıfatının da anlaşılamadığını, davada taraf olmadıklarının tespiti halinde davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Bir kısım davalılar vekili, davaya konu taşınmazların ifrazının mümkün olmadığını, TMK'nun 713. maddesinin 2. fıkrasındaki "ölüm" sebebinin Anayasa Mahkemesi'nin 17.03.2011 tarihli ilamı ile iptal edildiğini, açılan davanın hukuki bir dayanağının kalmadığını, davacıların iddialarının gerçek dışı olduğunu, davacıların üçüncü kişi olmadıklarını, mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımının işlemeyeceğini, davacıların taşınmazlarda zilyet olmadıkları gibi dosyaya sunulan senetler ve taksim sözleşmelerinin de gerçek olmadığını, muris H.. G..'den kalan yerlerin taksim edilmediğini, tapulu taşınmazın mirasçıları arasında yazılı sözleşme ile taksim yapılmasının zorunlu olduğunu açıklayarak davanın reddini savunmuştur.Davalılardan S.. A.., Safiye mirasçıları K.. A.., N.. A.., A.. A.., T.. Ö.. T.. A.., Ö.. B.., R..D.. mirasçısı A.. U... davalılar A.. D.., N.. İ.., S.. Ö...açılan davayı kabul etmişlerdir. Mahkemece, davacılardan M.. Ö.. tarafından açılan davanın açılmamış sayılmasına, diğer davacılar tarafından açılan davanın reddine karar verilmesi üzerine hüküm davacılar G.. G.. mirasçıları ile N.. G.. vekili tarafından temyiz edilmiştir.Tarafların kök murisi E.. oğlu H.. G.. 05.06.1964 tarihinde ölmüş, geride eşi Ü.. çocukları R.., M.A., H. S. Ş.. kalmışlardır. Bunlardan Ü..31.03.1974, Rukiye 24.04.2000, Ş.., 13.01.2004, A... ise 01.08.2000 tarihlerinde ölmüşlerdir. Yine mirasçılardan M.. G..08.03.1996 tarihinde ölmüş geride mirasçı olarak davacılar G..,N.. ile M..ı bırakmıştır. Dava konusu 1317,1612,2055 ve 2413 parsellerin tamamı tapulama ile 1958 yılından, ..parselin ise 2/3 payı komisyon kararı ile 04.03.1982 tarihinden dava tarihine kadar kök muris Eyüp oğlu H.. G.. adına tapuda kayıtlı bulunmakta olup herhangi bir intikal görmemiştir.Mahkeme, davanın TMK’nun 713/2.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkin olduğunu kabul ettikten sonra gerekçe bölümünde N.. G... ve G.. G.. vekilinin dava konusu edilen yerleri kayıt maliki H.. G..adına kayıtlı iken 05.06.1964 tarihinde ölümü ile o zamanki mirasçılar arasında yazılı şekilde taksim sözleşmesi ile taksim edildiği, bu taksim doğrultusunda bir kısım mirasçıların taksim icabı kendilerine isabet eden kısımları müvekkillerine haricen sattıkları, davacıların dava tarihine kadar otuz yılı aşkın zilyetliklerini nizasız ve fasılasız olarak sürdürdükleri, kazandırıcı zamanaşımı şartları oluştuğundan dava edilen kısımların ifraz edilerek, ifrazı mümkün olmadığı takdirde hisseli olarak davacılar adına tesciline karar verilmesini talep etmiş ise de mirasbırakan H.. G...ün ölüm tarihi itibari ile taşınmazların muris adına tapuya kayıtlı olduğu, terekenin ister paylı mülkiyet şeklinde isterse elbirliği mülkiyeti şeklinde intikal etmiş olması halinde mirasçıların bir bölümünün zilyetliği tüm mirasçılar adına sürdürmüş sayılacağı, zilyet olan mirasçılar yönünden kazanma sağlayamayacağı, bu nedenle terekeye dahil bir yerin bir kısım mirasçılar tarafından kazandırıcı zamanaşımı ile zilyet edilmesinin mümkün olamayacağı, davacı tarafından dayanılan taksime ilişkin tarihsiz tutanağa ve dinlenen tanık beyanlarına göre sözleşmenin içerik yönünden yerine getirilmesinin mümkün olmadığı ve paylaşım olgusunun davacı tarafından kanıtlanamadığı bu nedenle usulüne uygun yapılmış taksim sözleşmesi bulunmadığı, taksim edilmeyen yerlerin harici satışının da hukuken geçerli sayılamayacağı sebebiyle davanın reddine karar vermiştir.Dosya kapsamından davacılar vekilinin TMK’nun 713/2.maddesinde yazılı “ölüm” hukuki sebebine dayanarak tapu iptali ve tescil isteğinde bulunduğu, yargılama aşamalarında ise muris H..G...’ün ölümü sonrası mirasçıları arasındaki fiili ve hukuki taksimden, taksim sonucu kendisine yer isebet eden mirasçıların yerlerini satışlarından, satın alan davacıların 30 yılı aşkın malik sıfatı ile zilyetliklerini sürdürdüklerinden bahsederek davacıların 1996 yılına kadar terekeye karşı üçüncü kişi durumunda olduklarını açıkladığı, mirasçılar arasındaki pay satışının adi yazılı şekilde de geçerli olduğunu iddia ederek tapu iptali ve tescil talep ettiği görülmektedir. Gerek davacılar vekilinin yargılama sırasındaki açıklamalarından, gerekse Mahkemenin gerekçe bölümündeki açıklamalarından davanın hangi hukuki sebebe veya sebeplere dayanılarak açıldığı anlaşılamamaktadır.Davacı tarafın terekeye karşı üçüncü kişi olduğunu iddia ederek TMK’nun 713/2.maddesindeki ölüm sebebine dayanması halinde yapılacak araştırma ve oluşacak hukuki durum ile murisin ölümü sonrası yapılan taksim, mirasçılar arasında miras payının devri ve kazanmayı sağlayan zilyetliğe dayanılması halinde toplanacak deliller ve oluşacak hukuki durum birbirinden farklıdır. Kök muris H..’in ölümü sonrası mirasçıları içinde yer alan davacıların babaları M..’in ölmesi sonucu davacıların Hüseyin terekesine mirasçı olmaları sebebiyle iki sebebin bir arada düşünülerek değerlendirilmesi imkanı bulunmamaktadır. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken iş, HMK'nun 31. maddesi uyarınca hakimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında davacılar vekiline az yukarıda açıklandığı üzere taleplerini hangi hukuki sebebe dayandırdıklarını açıklattırmak, taleplerini somutlaştırmasını istemek, davacılar vekilinin ileri süreceği talebi gözönüne alarak iddia ve savunma doğrultusunda taraf delillerini eksiksiz toplamak, tüm delilleri birlikte değerlendirerek sonucuna göre işin esasına yönelik olumlu veya olumsuz bir karar vermek olmalıdır. Davacı tarafın dayandığı hukuki sebep açık şekilde belirlenmeden hükümde karışıklığa da sebep olacak şekilde hüküm kurulması doğru değildir. Dayanılan hukuki sebep veya sebepler belirlendikten sonra deliller toplanırken Mahkemenin, TMK’nun 713/2.maddedeki ölüm sebebine dayanılması halinde davacıların H.. G...adına tapuda kayıtlı taşınmazlarda üçüncü kişi durumunda olup olmadıkları, diğer koşullarla birlikte 20 yıllık kazanma süresinin davacılar lehine gerçekleşip gerçekleşmediği, M.. G... mirasçıları olan davacılardan bir kısmının tek başlarına tapu iptali ve tescil isteğinde bulunup bulunamayacakları hususlarını, bu maddeye dayanmamaları, taksim ve miras paylarının devri sebebine dayanmaları halinde ise mirasçılar arasında yapılacak taksim ve miras payının devri sözleşmelerinin nitelikleri, iddiaya konu edilecek senetlere karşı itiraz edilmesi ve sahteliklerinin ileri sürülmesi halinde uygulanması gereken usul, yapılacak araştırma, satışlara değer verilip verilmeyeceği gibi hususları gözönünde bulundurması gerekmekte olup, açıklattırılacak dava sebebi doğrultusunda eksik araştırma ve incelemeye sebebiyet verilmemelidir.Davacılar G.. G.. mirasçıları ile N.. G.. vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle usul bakımından yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre işin esasına yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,00 TL peşin harcın istek halinde duruşmalı olarak davacılar G.. G.. mirasçıları ile N.. G..'e iadesine 01.07.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.