Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13835 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 9325 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Alanya 1. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 26/07/2012NUMARASI : 2005/828-2012/764Y.. S.. ve müşterekleri ile M.. B.. ve müşterekleri aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali davasının kabulüne dair Alanya 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 26.07.2012 gün ve 828/764 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi bir kısım davalılar M.. B.. ile K.. B.. vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacılar vekili, Alanya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nde 2004/1031 Esas dosyası ile açılan davanın yargılaması neticesinde muris Ü.. B..'nın mirasçıları olarak M.. B.., H.. B.. ve K.. B..'nın tespit edilerek 28.10.2004 tarih 2004/944 karar sayılı mirasçılık belgesinin düzenlendiğini, ancak muris Ü.. B..'nın H.. ve H.. dışında, İ.. B.. ve C..T.. adında iki mirasçısının daha olduğunu açıklayarak Alanya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 28.10.2004 tarih 2004/1031 Esas, 2004/944 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali ile muris Ü..'ye ait yeni mirasçılık belgesi verilmesini istemiştir.Davalılar vekili; davacıların iddalarının doğru olmadığını, C.. T..'nın anne adının nüfus kaydında M.. olduğunu, İ..B..'nın ise murisin çocuğu olduğuna dair bir delilin bulunmadığını açıklayarak davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulü ile Alanya 1.Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2004/1031 Esas, 2004/944 Karar sayılı dosyasından verilme 28.10.2004 tarihli veraset ilamının iptaline, muris U.. B..'nın 1943 yılından önce vefat ettiğinden veraseti 11520 pay kabul ve itibar olunarak davacı ve davalılara dağıtılmasına karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 598. maddesinde başvurusu üzerine yasal mirasçı oldukları belirlenenlere, Sulh Mahkemesi'nce mirasçılık sıfatlarını gösteren bir belge verileceği, mirasçılık belgesinin geçersizliğinin her zaman ileri sürülebileceği açıklanmıştır. Yine, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 575. maddesi hükmüne göre miras ölümle açıldığı gibi, aynı Kanun'un 30.maddesi hükmüne göre de doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde, gerçek durumun her türlü delille kanıtlanması mümkün olduğu düzenlenmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; Mahkemece yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır.Şöyle ki, davacılar dava dilekçesinde C.. T.. ve İ.. K.. (B..)'un mirasbırakan Ü.. B..'nın çocukları olduklarını beyan ederek mirasçılık belgesinin iptali isteminde bulunmuşlar ise de C.. T.. ve İ.. K.. (B..)'un müris U..'nin çocukları oldukları ispatlanamamıştır. Dosya arasında mevcut nüfus kayıtlarının incelenmesinde; C.. T..'nın 1897 doğumlu olup anne adının Meryem baba adının Hasan olduğu, İbrahim'in ise 1912 doğumlu olup anne adının Fatma olduğu gibi baba adının Davut olduğu, muris Ümmühan'ın çocukları olduğu konusunda niza bulunmayan H.. B.. ve Hüseyin Bıyıklı'nın sırası ile 1326 ve 1317 doğumlu oldukları anlaşılmaktadır. Tanık Mehmet Yıldırım beyanında; muris Ummühani'nin Hasan ve Hüseyin adında 2 çocuğunun olduğunu, Hasan'ın diğer eşi Meryem'den ise Cemile adında çocuğunun olduğunu belirtmiş; tanıklar V.. V.. ve H.. S.. ise , muris Ü..'nin 3 çocuğu olduğunu, bunların H.., H.. ve C.. olduğunu açıklamışlar fakat daha sonra alınan beyanlarında İ..'in de Ü..'nin çocuğu olduğunu belirtmişlerdir. Ne var ki; veraset belgesine dayanak yapılan bilirkişi raporunda; C.. mirasbırakan U..'nin eşi H..'ın diğer eşi M..'in çocuğu, İ.. ise muris U..'nin kızı olarak gösterilen F..'nın çocuğu olarak belirtilmiştir. Her ne kadar F.. muris U..'nin kızı olarak kabul edilmiş ise de, F.. ile muris arasındaki bağ tanık beyanlarında açıklanmadığı gibi, F.. ile ilgili parsel sayılı taşınmazın 15.11.1958 tarihli tapulama tutanağının tasarruf sebebinde murisin eşi H..'ın çocuğu olarak yazılması dışında, muris U.. ile bağını gösterir dosyada herhangi bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır. Bundan ayrı, dosya kapsamından muris U.. ile evli olan eşi H..'dan hangisinin önce öldüğü tespit edilmemiştir. Alanya İlçe Nufüs Müdürlüğü'nün 24.04.2006 tarihli cevabi yazısında Nüfus Müdürlüğü'nün 1943 yılında yandığını, 1944 yılında yersel yazım yapıldığı bildirilmiştir. 15.11.1958 yılında yapılan tapulama çalışmalarında ise H.. ve U..'ın ölü oldukları anlaşılmaktadır. Saptanamayan mirasbırakan bakımından birlikte ölüm karinesi geçerlidir. Muris U..'nin eşi H.. U..'den önce öldüğü takdirde C.. T..'nın U..'nin mirasçısı olamayacağı, sonra öldüğü takdirde babası H..'dan dolayı mirasçı olabileceği gözetilerek değerlendirme yapılmalıdır. Davacı ve davalı tarafa delillerini ve yaşlı tanıklarını bildirmesi için süre ve imkan tanınmalı, aynı zamanda tanıklardan sadece görgüye değil duyuma dayalı bilgileri de sorulmalı, ayrıca miras bırakanın ölüm tarihinin tespiti için gerekirse zabıta araştırması yapılarak ölüm tarihi duraksamasız belirlenmeye çalışılmalıdır. Mahkemece muris U.. B..'nın mirasçıları olarak kabul edilen C.. T.. ve İ.. K..'un mirasbırakan Ü.. ile aralarındaki ilişki ispatlanamadan ve murisin ölüm tarihi belirlenmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmiş olması doğru olmamıştır.Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolunun açık bulunduğuna, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden bir kısım davalılar M.. B.. ile K.. B..'ya iadesine, 30.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.