MAHKEMESİ : Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/07/2013NUMARASI : 2012/1033-2013/911Kayyım İstanbul Defterdarlığı ile A.. A.. ve müşterekleri, ihbar olunan Hazine ve müdahil B.. B.. aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali davasının kabulüne dair Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 16.07.2013 gün ve 1033/911 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı kayyım vekili, Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne hitaben yazdığı 29.12.2010 tarihli dava dilekçesinde özetle; Gaziosmanpaşa 1 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 31.12.2008 tarih, 2008/627 Esas, 2008/600 Karar sayılı kararı ile tanınmasına ve tenfizine karar verilen, Suudi Arabistan Krallığı Hail Yüksek Mahkemesi'nin 76/2 kayıt numaralı, 82 teslim etme sayılı 19.04.1982 tarihli mirasçılık belgesi ile Suudi Arabistan Cidde Yüksek Mahkemesi'nin 137/21 tescil numaralı, 08.03.2003 tarihli 1/21 cilt, 137 sayfa numaralı mirasçılık belgesinin Türk kamu düzenine aykırı olduğunu, Suudi Arabistan ile Türkiye Cumhuriyeti arasında karşılıklılık bulunmadığını, Suudi Arabistan vatandaşı davalıların satın alma veya miras yoluyla taşınmaz mal edinmesinin mümkün olmadığını açıklayarak yargılamanın yenilenmesi ile birlikte tanıma ve tenfiz kararının kaldırılmasına karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Yargılamanın ilerleyen aşamasında davacı vekili; tanınmasına ve tenfızine karar verilen mirasçılık belgelerinin tamamen hukuka aykırı olduğunu, 2675 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkındaki Kanun'un 34. maddesi hükmüne göre tanıma ve tenfız kararı verilebilmesi için yabancı mahkemeden hukuk davalarına ilişkin olarak verilmiş ve o devlet kanunlarına göre kesinleşmiş bulunan bir ilamın bulunması gerektiğini açıklayarak hukuka aykırı tanıma kararının iptalini ıslah yoluyla istemiştir.Davalılar vekili dosya kapsamındaki yazılı ve sözlü beyanlarında özet olarak; somut olayda yargılamanın iadesi koşullarının oluşmadığını, davanın ve kararın niteliği ile bağdaşmayan isteğin reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.Mahkemece, yapılan yargılama sonucunda; Davacı tarafından gerek yargılamanın yenilenmesi yolu ile, gerek yasanın amir hükmünde belirlenen şartların gerçekleşmemiş olması nedeniyle iptali talep edilen kararın, yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş olan mirasçılık belgelerinin tanınması ve tenfizine ilişkin olduğu, tanıma ve tenfizine karar verilen yabancı mahkeme kararının gerçeği yansıtmadığı ve tanıma kararının yasaya aykırı olarak verildiği, incelenmesinin de Mahkemenin yetkisinde olmadığı ve Mahkeme'nin kendi vermiş olduğu kararın usulsüzlüğünden bahisle iptal etmesinin mümkün olmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemece, verilen bu kararın davacı kayyım vekili tarafından temyizi üzerine; Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 2011/7822 Esas, 2011/8489 Karar ve 29.12.2011 tarihli kararı ile; davacı kayyımın hatalı olduğunu öne sürdüğü yabancı mirasçılık belgesinin ortadan kaldırılmasını sağlama amacıyla yabancı mirasçılık belgesinin tanınması ve tenfizine ilişkin Türk Mahkemesi kararının iptalini istediği gözetilerek davanın mirasçılık belgesinin iptali davası olarak nitelendirilmesi, bu tür davalara bakmanın Sulh Hukuk Mahkemelerinin görevine girmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekirken davadaki amaç gözardı edilerek yazılı gerekçelerle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi bozma ilamına uyarak 2012/62 Esas, 2012/152 Karar ve 08.03.2012 tarihli kararı ile; görevsizlik kararı vererek dosyanın görevli Sulh Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar vermiş; karar temyiz edilmeksizin 24.04.2012 tarihinde kesinleşmiş ve talep üzerine dosya Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1033 sayılı esasına tevzi edilerek yargılamaya bu dosya üzerinden devam edilmiştir.Hazine vekili Gaziosmanpaşa 2. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2012/1033 Esas sayılı dosyasına ibraz ettiği 25.09.2012 havale tarihli dilekçesi ile; taşınmazın kayyımla idaresi için gereken 10 yıllık sürenin dolduğunu, bu nedenle üzerinde kayyımlık şerhi bulunan taşınmazların mülkiyetinin Hazine'ye intikalin söz konusu olabileceğini açıklayarak davacı kayyımın yanında fer'i müdahil olarak davaya katılma talebinde bulunmuştur.Mahkemece, Suudi Arabistan ile ülkemiz arasında normal yollarla ve miras yoluyla taşınmaz mal edinimi konusunda mütekabiliyet bulunup bulunmadığı hususunda Adalet Bakanlığı Uluslararası Hukuk ve Dış İlişkiler Genel Müdürlüğü'nden görüş sorulmuş, gelen karşılık yazıda "...Türkiye Cumhuriyeti ile Suudi Arabistan arasında kanuni miras yolu ile taşınmaz iktisabı açısından şu anda mer'î olmayan Tapu Kanunu'nun 35'inci maddesi anlamında mütekabiliyet tesis eden iki ve/veya çok taraflı bir anlaşmanın bulunmadığı, Suudi Arabistan'da, Türk vatandaşlarının taşınmaz mal edinme ve kullanma haklarının sınırlandırıldığı, Türk vatandaşlarının anılan ülkede bulunan gayrimenkullerinin kendilerine ait olduğunu gerekli belgelerle ilgili makamlar nezdinde ispat etseler dahi, bu gayrimenkuller üzerinde diledikleri şekilde tasarruf etmelerinin mümkün olmadığı, Suudi Arabistan'da yabancı uyruklu kişilerin ve bu bağlamda Türklerin 25.03.2003 tarihi itibariyle de miras, satın alma veya bağış yoluyla taşınmaz mal edinmelerinin mümkün olmadığı; Tapu Kanunu 35. maddesi çerçevesinde öngörülen karşılıklılığın bulunmadığı..." bildirilmiştir.Mahkemece, miras bırakan M.. R.. N.. E.. R..'in ölüm tarihi olan 25.02.2003 tarihinden daha sonra, 19.07.2003'te yürürlüğe giren 4916 sayılı Yasa'nın somut olayda uygulanma olanağı bulunmadığı, mirasın açıldığı tarihteki hükümlere göre; Suudi Arabistan uyruklu mirasçıların Türkiye’deki taşınmazı miras yolu ile iktisap etmesine imkan olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile Gaziosmanpaşa 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2008/627 Esas, 2008/600 Karar sayılı 31.12.2008 tarihli kararı ile tanınarak geçerlilik kazanan 08.03.2003 tarih 137/21 tescil numaralı veraset belgesinin iptaline, miras bırakan M.. R.. N.. E.. R..'in tüm mal varlığının ileride meydana gelebilecek mirasçıların miras sebebiyle istihkak hakları saklı kalmak kaydıyla murisin mirasını tamamen tek mirasçı Hazineye aidiyetine verasetin bu suretle sübutuna karar verilmiştir. Hüküm süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/son maddesi uyarınca mahkemece, tarafların her bir talebi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi zorunludur. Bu kurala uyulup uyulmadığı temyiz incelemesi aşamasında taraflarca ileri sürülmemiş olsa bile, Yargıtayca re'sen gözetilir. Bu kuralın uygulanmasının doğal sonucu, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü her bir talep için mahkemece bir karar verilmesidir. Davacı kayyım vekili dava ve ıslah dilekçelerinde açıkça Gaziosmanpaşa 1 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 31.12.2008 tarih, 2008/627 Esas, 2008/600 Karar sayılı kararı ile tanınmasına ve tenfizine karar verilen, Suudi Arabistan Krallığı Hail Yüksek Mahkemesi'nin 76/2 kayıt numaralı, 82 teslim etme sayılı 19.04.1982 tarihli mirasçılık belgesi ile Suudi Arabistan Cidde Yüksek Mahkemesi'nin 137/21 tescil numaralı, 08.03.2003 tarihli cilt, 137 sayfa numaralı mirasçılık belgesinin Türk Hukuk sistemine aykırı olduğundan bahisle bu veraset belgelerine ilişkin tanıma ve tenfiz kararının iptalini istediğine göre, Mahkemenin bu talebi bölerek Cidde Yüksek Mahkemesi'nce verilen mirasçılık belgesi için hüküm oluştururken; Hail Yüksek Mahkemesi'nce verilen mirasçılık belgesi hakkında olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar vermemesi doğru olmamıştır.Öte yandan, dava, tanıma ve tenfizine karar verilen yabancı mirasçılık belgelerinin iptali istemine ilişkindir. Kural olarak öğretide ve uygulamalarda kararlılık kazanan görüşe göre davada taraf teşkilinin yapılmamış olması başlı başına bozma nedenidir. Mirasçılık belgesinin iptali halinde hukuksal durumlarının etkilenmesi söz konusu olabileceğinden iptali istenilen mirasçılık belgesinde hak sahibi olarak gösterilen kişilerle, davadan önce ölmüş ise, bunların tüm mirasçılarının davada taraf olarak gösterilmesi yine davalılardan herhangi birinin yargılama sırasında ölmesi halinde de davanın mirasçılarına yöneltilerek mirasçılar aleyhine sürdürülmesi, hükmün de; mirasçı oldukları gösterilerek mirasçılar hakkında verilmesi gerekir.Somut olayda Gaziosmanpaşa 1 Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 31.12.2008 tarih, 2008/627 Esas, 2008/600 Karar sayılı kararı ile tanınmasına ve tenfizine karar verilen, Suudi Arabistan Krallığı Hail Yüksek Mahkemesi'nin 76/2 kayıt numaralı, 82 teslim etme sayılı 19.04.1982 tarihli mirasçılık belgesinde pay verilen ve davalılar dışında kalan kök mirasbırakan R.. N.. E..-R..'in tüm mirasçılarının davaya dahil edilmesi gerekmektedir. Taraf teşkili kamu düzeni ile ilgili olup, mahkemece kendiliğinden gözetilir. Taraf koşulu gerçekleştirilmeden hüküm verilemez. Mahkemece öncelikle iptali istenen mirasbırakan R.. N.. E..-R..'in mirasçılık belgesinde pay verilen davalılar dışındaki diğer mirasçılara davanın yönetilmesi, yargılama sırasında öldüğü anlaşılan kişiler var ise bunların tüm mirasçılarını gösterir mirasçılık belgesi varsa taraflardan istenilerek getirtilmeli, belirlenecek mirasçılar da davaya dahil edilmeli, verilmiş olan tüm veraset belgelerindeki kişiler ile ölenlerin mirasçıları davada taraf durumunu almalı bu şekilde taraf koşulu gerçekleştirildikten sonra davanın esasına girilmeli, taraflardan varsa bu şekilde delilleri de sorulup saptanmalı, toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonuca göre bir hüküm verilmelidir.Bunlardan ayrı, Kadıköy, Göztepe Mah. 109 pafta, 501 ada ve nolu arsa niteliğindeki toplam 10.421,50 m2 alanlı, 15 adet parselin 06.08.1951 tarihinde ifrazen; 30/24 payının mirasbırakan R.. P..'nın eşi F.. E.., 23/240 ar payının Suudi Arabistan uyruklu R.. P.. çocukları İ.., O.., Ş.., H.., F.. ile R.. P.. torunu M.. ve 18/240' ar payının yine mirasbırakan R.. P.. çocukları A.., A.., M.. ile M.. adlarına kayıtlı iken, 14.03.1991 tarihli imar düzenlemesi ile 501 ada nolu 502 m2 alanlı ve 501 ada, nolu 6361 m2 alanlı arsalara dönüştüğü ve belirtilen kişiler adına miras hisseleri oranında tescil edildiği ve böylece taşınmazların mirasçılar adına intikallerinin yapıldığı dosya kapsamından anlaşıldığına; ayrıca dosya kapsamındaki, İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 15.06.1951 tarih, 1951/937 Esas, 1951/1034 Karar sayılı kararı; İstanbul 17. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 12.07.1972 tarih, 1972/455 Esas, 1972/634 Karar saylı kararı ve 20.03.1973 tarihli ek karar ile alınan mirasçılık belgelerinde R.. P..'nın Suudi Arabistan uyruklu mirasçıları belirlendiğine göre, Mahkemece, yapılacak iş, yukarıda ayrıntılı olarak açıklanan eksiklikler giderildikten sonra, somut olayda 4721 sayılı TMK'nun 501. (743 sayılı TKM'nun 448) maddesi hükmüne göre Hazine'nin mirasçılığının yeniden değerlendirilmesi ve kök mirasbırakan R.. N.. E..-R.. ile alt mirasbırakan M.. R.. N.. E..-R..'in ve veraset belgelerinde adı geçen mirasçılarının Suudi Arabistan uyruklu oldukları gözetilerek, miras meselesinin mirasbırakanlar açısından Suudi Arabistan mevzuatının uygulanıp uygulanamayacağının Mahkemece değerlendirilmesi yapılmalı ve belgenin de buna göre düzenlenmesi gerekeceğinden Uluslararası Özel Hukuk Dalında öğretim görevlisi, yabancı unsurlu mirasçılık ilişkileri konusunda uzman ve taşınmazların paylaşımı konusunda bilirkişi uzman üç kişilik hukukçu bilirkişi heyetine inceleme yaptırılması hususu da düşünülerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.Mahkemece yukarıdaki hukuki olgular gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz, davalılar vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/III-2. bendi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.