Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13648 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12908 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bodrum 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 10/05/2012NUMARASI : 2009/202-2012/309S.. Ç.. ile Hazine ve Ortakent Yahşi Belediye Başkanlığı aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Bodrum 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.05.2012 gün ve 202/309 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi Davalı Hazine vekili, davalı Ortakent-Yahşi Belediye Başkanlığı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, davacının kadastro çalışmaları sırasında tespit dışı bırakılan 169 m2 yüzölçümündeki davaya konu taşınmazı 27 yılı aşkın süredir kullandığını, bu yeri 19.06.1972 tarihinde Köy Tüzel Kişiliği'nden ev yatağı olarak satın aldığını, davacı lehine TMK'nun 713. maddesindeki şartların gerçekleştiğini ileri sürerek Ortakent Beldesi Köyiçi Mevkiinde bulunan 169 m2 miktarındaki taşınmazın vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine vekili, davanın yasal süresi içerisinde açılmadığını, davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı yolu ile tescil koşullarının da gerçekleşmediğini beyanla davanın reddini savunmuş, dava konusu taşınmazın Hazine adına tescilini talep etmiştir.Davalı Ortakent Yahşi Belediye Başkanlığı vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile,18.07.2011 tarihli teknik bilirkişi raporu ve ekindeki krokiye göre A harfi ile gösterilen 167,64m² yerin aynı ada son parsel numarası verilmek üzere davacı adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine vekili ile davalı Ortakent Yahşi Belediye Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, harici satın alma ve kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.Mahkemece, kazanma koşullarının davacı yararına oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye elverişli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz, Kadastro Müdürlüğü'nün 06.12.2013 tarihli yazısında belirtildiği üzere dere ve yol boşluğu olarak tespit dışı bırakılmıştır. Böyle bir yerin TMK'nun 713/1, 3402 sayılı Kadastro Kanunun'un 14 ve 17. maddeleri gereğince edinilebilmesi için zilyetlik koşullarının davacı yararına gerçekleşmesi yanında aynı zamanda taşınmazın nitelik itibariyle de kazanmaya elverişli yerlerden olması gerekir. Buna göre, yol olarak tespit harici bırakılan kısmın halihazırda kullanılan bir yol olup olmadığı, genel yol niteliği bulunup bulunmadığı, ayrıca derenin kuru dere niteliğinde olup olmadığı, kuru dere niteliğinde ise yağmur ve kar sularını taşıyan, taşkınları engelleyen doğal bir görevinin bulunup bulunmadığının araştırılması gerekmekte olduğu halde bu hususların dikkate alınmaması doğru değildir.Bundan ayrı, davacı taraf tanık listesini sunduğu ve tanıkların dinlenmesinden vazgeçme olmadığı halde, mahkemece davacı tanıklarından birinin herhangi bir gerekçe gösterilmeden dinlenilmemesi de doğru bulunmamıştır. O halde Mahkemece yapılacak iş; yeniden yapılacak keşifte yerel bilirkişi ve tanıkların HMK'nun 243 ve 244. maddeleri gereğince keşif yerine davetiyeyle çağırılması, aynı Kanun'un 259 ve 290/2. maddeleri uyarınca uyuşmazlığın taşınmaza ilişkin bulunması nedeniyle yerel bilirkişi ve tanıkların mümkün olduğunca keşif yerinde dinlenmeleri, taşınmazın niteliği, yol olarak kullanılıp kullanılmadığı, dere niteliği bulunup bulunmadığı, kim tarafından, ne şekilde ve ne kadar süredir kullanılmakta olduğu konularının taraf tanıkları ve yerel bilirkişilerden sorularak açıklığa kavuşturulması, beyanlar arasında çelişki bulunması halinde HMK'nun 261. maddesi gereğince giderilmesine çalışılması, tanık ve bilirkişi sözlerinin ilmi esaslara göre hazırlanan bilirkişi raporlarıyla denetlenmesi, dere ve yol boşluğu olarak tespit dışı bırakılan davaya konu taşınmaz hakkında, yol olarak tespit harici bırakılan kısmın halihazırda kullanılan bir yol olup olmadığı, genel yol niteliği bulunup bulunmadığı, ayrıca derenin kuru dere niteliğinde olup olmadığı, kuru dere niteliğinde ise yağmur ve kar sularını taşıyan, taşkınları engelleyen doğal bir görevinin bulunup bulunmadığı konularında uzman bilirkişilerden Yargıtay denetime uygun gerekçeli rapor temin edilmesi, bundan sonra toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırıdır.Davalı Hazine vekili ile davalı Ortakent Yahşi Belediye Başkanlığı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 135, 00 TL peşin harcın istek halinde Ortakent Yahşi Belediye Başkanlığı'na iadesine 27.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.