MAHKEMESİ : Bandırma Aile MahkemesiTARİHİ : 27/12/2012NUMARASI : 2011/661-2012/791G.. Ş.. ile E.. Ş.. ve müşterekleri aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair Bandırma Aile Mahkemesi'nden verilen 27.12.2012 gün ve 661/791 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalılar vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı G.. Ş.. vekili, tarafların murisi Y.. Ş..'in 19.09.2010 tarihinde vefat ettiğini, davacı ve murisin evlilik birliği içinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen 87 ada parsel numaralı meskenin muris adına tescil edildiğini açıklayarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL'nin davalılardan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalılar vekili, taşınmaz kredi ile satın alınıp kredi borcu hayat sigortası tarafından karşılandığından davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.Mahkemece, banka kredisi ile edinilen taşınmaza ait kredi borcu rizikonun (ölüm) gerçekleşmesi üzerine mal rejimi sona erdikten sonra sigortacı tarafından ödendiğinden ancak, mal rejiminin ölümle sona erdiği tarihe kadar yapılan ödemeler nedeniyle 162,52 TL Katılma alacağının karar tarihinden itibaren davalılardan yasal faizi ile tahsiline karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Davacı ile ortak muris Y.. Ş.. 23.12.2002 tarihinde evlenmiş ve evlilik birliği murisinin 19.09.2010 tarihinde ölümü ile son bulmuştur. TMK.nun 225.maddesinin 1.fıkrasına göre evliliğin ölüm ile sona erdirilmesi durumunda, eşler arasındaki mal rejimi ölüm tarihi itibariyle son bulur. Sözleşmeyle başka mal rejimi seçilmediğinden eşler arasında evlenme tarihinden murisin öldüğü 19.09.2010 tarihine kadar, 4721 sayılı TMK'nun 202. maddesi uyarınca yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava dilekçesinin içeriği, tarafların yargılama aşamasındaki beyanları ve dava konusu 87 ada nolu meskenin dava, 4721 sayılı TMK.nun 202 ve devamı maddeleri gereğince kabul edilen yasal mal rejimi olan edinilmiş mallara katılma rejiminden kaynaklanan ve TMK.nun 231, 232, 235 ve 236. maddeleri gereğince açılan katılma alacağı isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmelidir.Dava konusu taşınmaz, edinme tarihiyle edinilmiş mal olup; Davalılar taşınmazın murisin önceki eşinden kalan taşınmazın satımından elde edilen para ile satın alındığını iddia etmişse de, 26.01.2010 tarihinde 60.000 TL'ye edinilen ve edinme tarihinde yaklaşık bu değere sahip bulunan taşınmazın kişisel mal ile satın alındığı TMK'nun 6. ve 222/son maddesine göre davalılar tarafından ispatlanmamıştır. Taşınmazın tamamı banka kredisi ile edinilmiş olup, bu borcun 2.234,16 TL si evlilik birliği içinde ve ölüm tarihinden önce ödenmiş, kalan 57.765,64 TL kredi borcu ise sigortacı tarafından sigortalı murisin ölümü üzerine 04.10.2010 tarihinde ödenmiştir.TMK'nun 225. maddesi eşler arasındaki edinilmiş mallara katılma rejiminin eşlerden birinin ölümü halinde sona ereceğini düzenlemiştir. Yasanın bu düzenlemesi karşısında evliliğin ölüm ile sona ermesinden sonra sigortacı tarafından yapılan ödemenin niteliği üzerinde durmak gereklidir. Edinilmiş malı tanımlayan aynı Yasa'nın 219. maddesi '' Edinilmiş mal, her eşin bu mal rejiminin devamı süresince karşılığını vererek elde ettiği malvarlığı değerleridir.Bir eşin edinilmiş malları özellikle şunlardır:1. Çalışmasının karşılığı olan edinimler,2. Sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacı ile kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemeler,3. Çalışma gücünün kaybı nedeniyle ödenen tazminatlar,4. Kişisel mallarının gelirleri,5. Edinilmiş malların yerine geçen değerler.'' şeklinde olup, sigortacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin herhangi bir hüküm içermemektedir. Her ne kadar edinilmiş malların ne olduğu Yasa'da tahdidi olarak sayılı değilse de, bir malın edinilmiş mal olup olmadığının belirlenmesinde mal rejimine ilişkin diğer hükümlerinde dikkate alınması gereklidir. Aynı Yasa'nın 235/1 maddesi mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş malların tasfiyeye tabi tutulacağını düzenlemiş olup, somut olayda mal rejiminin sona erdiren ölüm sırasında sigortacı tarafından ödenen 57.765,64 TL sigorta bedeli mevcut olmadığından, edinilmiş mal olarak kabulü ve mal rejiminin tasfiyesinde hesaplamaya dahil edilmesi olanağı bulunmamaktadır. Saptanan bu durum karşısında davalılar vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıda yazılı husus dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,Davacı vekilinin sair temyiz itirazlarına gelince, banka kredisi ile edinilen taşınmazın edinme değeri 63.577,16 TL olarak belirlenmiş olup 60.000 TL kredi borcunun 2.234,16 TL'si mal rejiminin sona erdiği tarihten önce ödenmiş olup yapılan bu ödemenin toplam edinme değerine oranı % 4,25'tir. Bu halde bu oran ile dava konusu taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin çarpımı ile elde edilecek miktarın yarısına katılma alacağı olarak karar vermek gerekirken, hesap hatası yapılarak yazılı şekilde eksik katılma alacağına hükmedilmesi doğru değildir. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalılara ayrı ayrı iadesine, 26.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.