Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1341 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20508 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi... ile Hazine aralarındaki dava hakkında ...3.Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.05.2012 tarih ve 948/391 sayılı hükmün Dairenin 15.04.2013 gün ve 10250/5617 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmişti. Davacı vekili tarafından süresinde kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde; dava konusu parseli Hazine adına tapuya kaydedildiğini, 04.09.1964 tarihinde kadastro çalışmalarının yapıldığını tespit dışı bırakılan yer olduğunu, vekil edeninin zilyet ve tasarrufunda olup aralıksız çekişmesiz 20 yılı aşkın zilyetliği bulunduğunu açıklayarak Hazine adına bulunan tapu kaydının iptali ile TMK'nun 713/1. maddesi uyarınca vekil edeni adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmesini istemiştir. Davalı Hazine vekili ile dahili davalı ... Belediye Başkanlığı vekilleri davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece verilen davanın kabulüne ilişkin hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairenin 15.04.2013 tarih ve 2012/10250 Esas, 2013/5617 Karar sayılı ilamıyla ve oyçokluğuyla eksik araştırma ve inceleme yapıldığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir. Davacı vekili karar düzeltme dilekçesi ile bozma ilamının kaldırılmasıyla hükmün onanmasına karar verilmesini istemiştir. Dava, kazanmayı sağlayan zilyetlik hukuki sebebine dayalı olarak TMK'nun 713/1. ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14. maddesi gereğince açılan iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Yerel Mahkemece, dava konusu, 2258 ada 3 sayılı parsel bakımından davanın kabulüne karar verilmesi ve hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yüksek Daire çoğunluğunca imar ve ihya olgusunun araştırılması gerektiği görüşüyle ve bozma gerekçesinde gösterilen diğer hususlar esas alınarak hükmün bozulmasına karar verilmiştir.Dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; 1964 yılında 766 sayılı Tapulama Kanunu hükümleri uyarınca yapılan .//..2013/20508-2014/1341 -2-tapulama çalışmaları sırasında uyuşmazlık konusu taşınmazında içerisinde bulunduğu büyük bir alan “çalılık niteliğiyle” tapulama harici bırakılmıştır. Dosyada bulunan ... Kadastro Müdürlüğü ...Kadastro Birimi'nin karşılık yazılarında 1972 yılında yapılan 2. tapulama çalışmalarında 483 parsel olarak belirlenmiş ve ham toprak vasfı ile Köy Tüzel Kişiliği adına tespit edilmiş, Hazine'nin ikinci tapulamaya karşı yaptığı itiraz üzerine ... Bölgesi Tapulama Müdürlüğü Tapulama Komisyonu'nun 20.07.1979 tarih ve 1979/1891 sayılı Komisyon Kararı ile teknisyenlikçe yapılan tespitin iptaline ve mera olarak taşınmazın sınırlandırılmasına karar verilmiştir. Bu sınırlandırmaya karşı Köy Tüzel Kişiliği tarafından ... Tapulama Mahkemesi'nde tespite itiraz davası açılmış, anılan mahkemenin 1981/16 Esas-1984/105 Karar sayılı ilamı ile Sorkun Köyü'nde yapılan tapulama çalışmalarının 1964 yılında kesinleşmesi nedeniyle dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiştir. Bu kararın temyizi üzerine, Yüksek Yargıtay 7. Hukuk Dairesi'nin 27.11.1984 gün ve 1984/19312 Esas–1984/13620 Karar sayılı kararı ile 2. tapulamanın geçersiz olduğu belirtilerek hüküm onanmış ve görevsizlik kararının kesinleşmesiyle dava dosyası ...Asliye Hukuk Mahkemesi'ne intikal ettirilmiştir. Bu dava takip edilmediğinden 04.06.1987 tarihinde açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Bu aşamalardan sonra 20.07.2004 tarihinde taşınmaz idari yoldan Hazine adına 1155 sayılı parsel numarası ile tapuya bağlanmış ancak imar, uygulaması sonucu 2258 ada 3 parsel numarasıyla Hazine adına tescil edilmiştir. 30.10.2008 tarihinde yapılan imar uygulaması sonucu ise İmar Kanunu'nun 18. maddesi uygulamasıyla Belediyeye ait taşınmaz ile birlikte 2260 ada 5 parsel olarak Hazine ve Belediye adına paylı biçimde tapuya tescil edilmiştir. Dosya arasında bulunan ... 3. İdare Mahkemesi'nin 18.10.2010 tarih, 2009/419 Esas-2010/1117 Karar sayılı ilamı ile imar uygulamasına ilişkin itiraz üzerine yapılan imar uygulamasının iptaline karar verilmiştir. Teknik Bilirkişi ... tarafından dosyaya sunulan 06.04.2012 tarihli rapor ile ekli kroki üzerinde yapılan incelemede; uyuşmazlık konusu alanın oldukça büyük bir alan olduğu, imar uygulaması sonucu (iptal edilen) taşınmazın birçok ada ve parsellere bölündüğü, tüm parsellerin üzerinde meskenlerin yer aldığı, yol ve park alanlarının belirlendiği, Sorkun Köyü İhtiyar Heyeti tarafından satılan yerlerden olmadığı, sadece ev yapmak için arsaya ihtiyacı olanlara usulsüz bir şekilde dağıtıldığı, taşınmazın kural olarak, 1964 yılında yapılan tapulama çalışmaları sırasında devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olması nedeniyle ve çalılık niteliğiyle tespit dışı bırakılan yerlerden olduğu, bu konuda bir uyuşmazlığın bulunmadığı, parsellerin kura ile köylülerce dağıtılması üzerine 1972 yılından itibaren başlayan zilyetliğin Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 20.07.2004 tarihine kadar aralıksız-çekişmesiz, malik sıfatıyla zilyet olarak devam ettiği, bu tarihe kadar 20 yıllık kazanma süresinin dolduğu, dosya kapsamı ile sabittir. Dosya arasında bulunan uzman bilirkişi Ziraat mühendisinin raporuna göre; taşınmaz üzerinde bulunan ağaçların yaşı da imar ve ihyanın taşınmazın idari yoldan Hazine adına tapuya bağlandığı tarihten geriye doğru 20 yılı aşkın bir süre önce tamamlandığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar taşınmaz 1964 yılında çalılık niteliğiyle tespit edilmiş ise de 1972 yılında dağıtım sonucu köylülere verilmesi üzerine parsellerin üzerinde evlerin yapıldığı, çalılık denen bir olgunun o tarihte yok edildiği, artık saptanan bu durum karşısında taşınmazın 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca imar ve ihya koşullarının araştırılmasına, bu konuda inceleme yapılmasına gerek kalmadığı tüm dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile saptanmıştır. 1972 yılında Hazine adına tapu kaydının oluştuğu 20.07.2004 tarihine kadar kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya koşullarının davacı .//. 2013/20508-2014/1341 -3-yararına gerçekleştiğinin, 1972 yılında dağıtım sonucu yerin alınmasıyla üzerlerine evlerin yapılması nedeniyle imar ve ihyanın bu tarihte tamamlandığının kabulü gerekir. Aynı nitelikte ve aynı konumda bulunan birçok dosyanın Daire'den geçtiği ve onanmalarına karar verildiği Dairece bilinmektedir. Dairece onanan ilam örneklerinin dosya arasına konulduğu görülmüştür. Dava dosyası kapsamı ile aynı nitelikteki dosyaların içerisinde bulunan bilgi ve belgeler üzerinde yapılan incelemede parseller üzerindeki binaların 1980 yılından önce yapıldığı belirlenmiştir. En geç imar ve ihyanın bu tarihte tamamlandığının kabulü zorunludur. Her ne kadar, bozma ilamında 442 sayılı Köy Kanunu'nun 44/3. maddesinden söz edilmiş ise de Köy İhtiyar Heyeti tarafından yapılan bir satış söz konusu olmadığından sözü edilen maddenin uygulanma olanağı zaten bulunmamaktadır. Kaldı ki bu hüküm daha sonra 4753 sayılı Kanun ile yürürlükten kaldırılmıştır. Bir an için satışın var olduğu düşünülse bile, taşınmaz tapusuz yerlerden olup kazanmayı sağlayan zilyetlik, imar ve ihya yolu ile koşulların varlığı halinde edinilmesi mümkün yerlerdendir. Taşınmazın, Hazine adına sonradan tapuya bağlanması ve imar uygulamasının yapılması davanın kabulüne karar verilmesinde bir engel oluşturmamaktadır. Saptanan bu somut ve hukuki olgular gözetilerek Daire tarafından onanıp gönderilen dosyaların da aynı bölgeden geldiği ve aynı nitelikte bulundukları da gözönünde bulundurularak maddi yanılgıya dayalı Dairenin yukarıda tarih, esas ve karar numarası verilen bozma ilamının kaldırılmasına karar verilerek işin esasının incelenmesine geçildi. Toplanan tüm deliller dosya kapsamındaki tüm bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildiğinde, yerel mahkemenin kararı usul ve kanuna uygun bulunduğundan karar düzeltme isteğinin kabulü ile Daire’nin 15.04.2013 gün ve 2012/10250 Esas, 2013/5617 Karar sayılı bozma kararının 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 440. maddesi gereğince ortadan kaldırılmasına ve yerel mahkeme hükmünün ONANMASINA ve 50,45 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 30.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.