MAHKEMESİ : Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesat tespiti....... ile....... ve müşterekleri aralarındaki muhdesat tespiti davasının reddine dair ...... Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 18.02.2014 gün ve 401/128 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A RDavacı, ... Köyü ...pafta... parselin muris babaları ........'e ait iken ölümlü ile mirasçıları olan kendisi ile davalı kardeşlerinin veraset ilamındaki hisseleri oranında maliki olduklarını, dava konusu yerde bulanan bahçeli kargir evi muris babası vefat etmeden önce bu yer arsa iken babasının ve kardeşlerinin muvafakati ile 1987 yılında ağabeyi ...... ile beraber yaptıklarını, bu evde ailesi ile birlikte ikamet ettiğini, ağabeyi ile yaptıkları 15.08.1992 tarihli anlaşma senedi ile evin hissesini satın aldığını, köyde 1995 yılında yapılan kadastro çalışmaları nedeniyle taşınmazın babası muris Hasan İldiş adına tespitinin yapıldığı ve bu şekilde tapuya kayıt edildiğini, bu nedenlerle davanın kabulü ile.... Köyü ... ada ... parsal üzerinde yapmış olduğu evin adına, yapılan binanın kadastro paftasına ve tapu kütüğüne tarafına ait olduğuna dair beyanlar hanesine şerh verilmesine karar verilmesini istemiştir. Davalı .... duruşmada alınan beyanında, dava konusu yerin babası......'e ait olduğunu, iki ağabeyinin temele başladıklarını ve ikisinin tartıştığını,...ya gittiklerini, kendisinin.... ağabeyi ile birlikte inşaatı tamamladıklarını, babasının o zaman hayatta olduğunu, davayı kabul etmediğini beyan etmiştir. Davalı ..... keşifte alınan beyanında, davacının beyanlarını kabul etmediğini, evin temelini davacı ile birlikte attıklarını daha sonra davacının köyden ayrıldığını, babası ile evi yaptığını, 15/08/1992 tarihli senette evi vermediğini ev eşyalarını verdiğini beyan etmiştir. Davalı..... duruşmada alınan beyanında, açılan davayı kabul etmediğini, dava konusu yerin babasına ait olduğunu beyan etmiştir. Davalı.... vekili, açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dava konusu muhdesatın kardeş olan taraflar ile murisleri.....'in birlikte yaptıkları, davacı tarafından dosyaya sunulan belgelerin miras taksim sözleşmesi niteliğinde olmadığı gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.Dava, muhdesatın tespitine ilişkindir.3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 12/3 maddesi hükmünde kadastro tutanaklarının kesinleştiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra bu tutanaklarda belirtilen haklara, sınırlandırma ve tespitlere karşı kadastrodan önceki hukuki sebeplere dayanarak dava açılamayacağı açıklanmıştır. Bu sürenin hak düşürücü nitelikte olduğu ve taraflarca öne sürülmese bile mahkemece kendiliğinden değerlendirileceği tartışmasızdır. Görülmekte olan davada da dava konusu muhdesatın kadastro tespitinden önce meydana getirildiği ve muhdesatın üzerinde bulunduğu 190 ada 8 parsel sayılı taşınmazın tespitinin kesinleştiği 30.01.1996 gün ile davanın açıldığı 14.06.2013 gün arasında 3402 sayılı Kadastro Kanununun 12/3 maddesi hükmünde sözü edilen kamu düzenine ilişkin, 10 yıllık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşılmaktadır. SONUÇ: Hal böyle olunca; hak düşürücü süre nedeniyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile hüküm tesisi doğru değil ise de, bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden davacının yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddi ile HUMK madde 438/son uyarınca hükmün gerekçesinin yukarıda açıklandığı gibi DÜZELTİLMİŞ ŞEKLİ İLE ONANMASINA, taraflarca HUMK'un 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'un 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 18.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.