Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13342 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23044 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ :. İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının onanmasına dair 10.06.2014 tarih, 2013/20638 Esas, 201411958 Karar sayılı Daire ilâmının müddeti içinde tashihen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RBorçlu vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekili aleyhine başlatılan ilamlı takipte İcra Müdürlüğü'nce yapılan dosya kapak hesabının hatalı olduğu gerekçesiyle iptali ile düzeltilmesini talep etmiş, Mahkemece, istemin reddine karar verilmiş, hükmün borçlu vekili tarafından temyizi üzerine de, Dairemizce onandığı anlaşılmıştır.3095 sayılı Kanuni Faiz ve Temerrüt Faizine İlişkin Kanun'un 2. maddesi aynen “Bir miktar paranın ödenmesinde temerrüde düşen borçlu, sözleşme ile aksi kararlaştırılmadıkça, geçmiş günler için 1 inci maddede belirlenen orana göre temerrüt faizi ödemeye mecburdur.............ı'nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur.” Yine aynı Yasa'nın 4 - a maddesinde; Sözleşmede daha yüksek akdi veya gecikme faizi kararlaştırılmadığı hallerde, yabancı para borcunun faizinde, Devlet Bankaları'nın o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz oranının uygulanacağı hükmü düzenlemiştir.Somut olayda, takip konusu ilamda; 304.412,83 EURO'nun dava tarihinden itibaren 3095 sayılı Yasa'nın 4/a maddesi gereğince işleyecek değişen oranlarda faiziyle, yine 91.184,37 TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek değişen oranlarda avans faiziyle birlikte tahsiline karar verildiği, İcra Mahkemesi'nin kararına esas aldığı bilirkişi raporunda ise, borçlu tarafından icra emri tebliği üzerine, icra emrinde istenen işlemiş faiz miktarı ve takip sonrası istenen faiz oranına itiraz edilmediği gerekçesiyle, faiz hesabında istenen bu miktar ve oranlar nazara alınarak sonuca gidilmiştir.Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla borç- faiz talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti niteliğinde olup, bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle süresiz olarak icra mahkemesi önüne her zaman getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı Kararı)O halde Mahkemece, takip konusu ilam hükmü ve yukarıda açıklanan faize ilişkin yasal düzenlemeler ile borçlunun dosya hesabına şikayetinin, ilama aykırı hesap yapıldığı hususunu da içerdiği ve bu hususun süreye tabi olmadığı nazara alınarak, bilirkişiden ilam hükmüne uygun ve Yargıtay denetimine elverişli olacak şekilde, faiz ve dosya borcu hesabı yaparak bildirmesi için ek rapor alınıp sonucuna göre bir karar verilmesi yerine yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir.Açıklanan nedenlerle mahkeme kararının bozulması gerekirken Dairemizce onandığı anlaşılmakla borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.SONUÇ: Borçlu vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemiz'in 10.06.2014 tarih ve 2013/20638 Esas 2014/11958 Karar sayılı onama kararının kaldırılmasına, Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA ve 52,40 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 17.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.