Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 13155 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 21016 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ : Nazilli 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 29/11/2012NUMARASI : 2011/289-2012/275M.. G.. ile F.. G.. ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair Nazilli 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 29.11.2012 gün ve 289/275 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, tarafların ortak murisi M.. G..'ün maliki olduğu taşınmazın taksimi konusunda anlaşamadıklarını, Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/193 Esas sayılı dava dosyasında ortaklığın giderilmesi davası açtıklarını, davalı taşınmazın üzerinde biri natamam olmak üzere 5 daire bulunduğunu, bu taşınmazın zemin üstü 2.katında bulunan dairenin tamamının davacı tarafından yapıldığını, bu durumun davalılarca bilindiği halde kabul edilmediğinden bahisle, davanın kabulü ile Nazilli İlçesi, Yıldıztepe Mahallesi, Hürriyet Caddesi 947 ada nolu parselde kayıtlı taşınmazın zemin üstü 2. kattaki dairenin davacı M.. G.. tarafından yapıldığının tespitine, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalılar vekilleri cevap dilekçelerinde özetle; davacının taşınmazın zemin üstü 2. Katında bulunan bağımsız bölümü yaptırdığına dair iddiaları kabul etmediklerini, davacının oturmakta olduğu bölümü de kendi yaptırdığını iddia etmiş olsa da, binanın yapıldığı zaman da davacının maddi olanaklarının elverişli olmadığını, davacının babasının ödemede yardımcı olduğunu, kıt kanaat geçindiklerini, davacının maddi olanaklara kavuşmasının ve kayınpederinin birkaç sene önce ölmesi ve evin tek kızı olan eşine tüm mirasın kalmasından sonra gerçekleştiğinden bahisle açılan davanın reddi ile yargılama giderlerinin karşı tarafa yükletilmesini savunmuştur. Mahkemece, Nazilli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 2011/193 Esas sayılı dosyası ile taraflar arasında ortaklığın giderilmesi davası açıldığı, davalı taşınmazın başında keşif yapıldığı, tüm binanın kaba inşaatının tarafların murisi M.. G.. tarafından yapıldığı, bağımsız bölümün ince işlerinin ise davacı tarafından yapıldığının kanıtlandığı, binanın kaba inşaatının muris tarafından yapıldığına ilişkin taraflar arasında herhangi bir ihtilaf olmadığı, kaba inşaatın tek başına muhdesat olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı bağımsız bölümün davacı tarafından muhdesat haline getirildiği anlaşıldığından zemin üstü 2. kat nolu bağımsız bölümün davacıya ait olduğunun tespitine karar verilmiş, hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taşınmaz üzerinde daha önce mevcut olan bir muhdesata yeni bölümler ilave edilmesi, muhdesatın tamamlanması veya mevcut muhdesatın bakım ve onarımının yaptırılması bağımsız bir muhdesat meydana getirme niteliğinde olmayıp mevcut muhdesatın daha kullanılır hale gelmesini, bir başka deyişle muhdesattan sağlanacak faydanın artmasını sağlayan işlerdir. Bu işler için harcanan giderler de muhdesatın değerini artıran faydalı ve zorunlu giderlerdendir. İyileştirici nitelikteki bu giderleri tek başına karşılayan taşınmaz maliki ya da maliklerinin koşullarının varlığı halinde bu giderlerden paylarına düşen kısmını 6098 sayılı TBK'nun 77 (eski BK.'nun 61) ve onu izleyen maddeleri hükmüne ve sebepsiz zenginleşme kurallarına göre açacağı eda nitelikli alacak davası ile taşınmazın diğer maliklerinden isteyebileceği kuşkusuzdur. İyileştirme giderini yapan maliki yada maliklerinin taşınmazın ortaklığının giderilerek satılması ve muhdesattan yararlanması ve ya yararlanmalarının son bulması ile istenebilir hale gelecek bu giderler için eda nitelikli bir alacak davası açma hakkı mevcut iken önceden bu iyileştirme giderlerinin tespitini dava etmekte hukuki yararı bulunduğundan söz edilemez. Somut olaya gelince, toplanan delillerden tarafların ortak miras bırakanı M.. G.. adına tapuda kayıtlı, ortaklığın giderilmesi davasına konu 947 ada parsel sayılı taşınmazda bulunan beş katlı binanın tarafların murisi tarafından kaba inşaatının yaptırıldığı mahkemece yapılan keşif, dinlenen tanıklar ve toplanan delillere göre belirlenmiştir. Mahkemenin kabulüne göre de yalnızca dava konusu zemin üstü 2.kat nolu bağımsız bölümün içi, dış cephesi, kapısı, penceresi, banyosu, tuvaleti, yer döşemesi, tavanı ve tabanın tamamının tüm işlerinin davacı M.. G.. tarafından yaptırıldığı anlaşılmaktadır. Tarafların da kabulünde olduğu gibi miras bırakan M.. G..'ün sağlığında temeli atılarak kaba inşaatı tamamlanan beş katlı binanın bu aşamada kaba inşaat halinde iken muhdesat niteliğini kazandığı, davacının bu aşamadan sonra yaptığı tüm işlerin ise inşaatı tamamlamaya yönelik iyileştirme gideri olduğu kuşkusuzdur.Davalılar vekilinin 947 ada parsel sayılı taşınmaz üzerindeki zemin üstü 2.kat nolu dairedeki tadilatlara yönelik temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı bulunan hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK 297/ç maddesi) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 323,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 23.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.