MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının kabulüne dair ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 10.02.2016 gün ve 2015/144 Esas, 2016/49 Karar sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, 103 ada 3 parsel sayılı taşınmazın davalılar ve müvekkiline murisinden miras olarak intikal ettiğini, söz konusu taşınmaz üzerinde müvekkiline ait sera ve ağaçlar bulunduğunu, söz konusu sera ve ağaçları müvekkilinin yaptırdığını, ektiğini ve yetiştirdiğini, davalılardan ...'in ... Sulh Hukuk Mahkemesinin 2014/726 Esas sayılı dosyası ile söz konusu taşınmazın satışı için açtığı ortaklığın giderilmesi davasının derdest olduğunu belirterek dava konusu taşınmazda bulunan sera, ağaçlar ve tüm muhtesatların müvekkiline ait olduğunun tespitine ve tapuya şerh edilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalılardan ... vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece; davanın kabulü ile bakiye alınması gereken harcın davacıdan tahsiline, davanın mahiyeti gereği davacı tarafça sarf edilen yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına ve taraflar lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından harç, vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hasren temyiz edilmiştir.Bilindiği üzere, 6100 sayılı HMK'nun 326/1. maddesi uyarınca Kanunda yazılı haller dışında yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınmasına karar verilir. Kanunda yazılı hallerden birisi hiç şüphesiz Yasa'nın 312/2. maddesidir. Bu madde hükmüne göre davalı taraf davanın açılmasına sebebiyet vermemiş ve yargılamanın ilk duruşmasında da davacının talep sonucunu kabul etmiş ise yargılama giderinden sorumlu değildir. Hemen belirtmek gerekir ki; anılan maddenin uygulanabilirliği, bu iki koşulun birlikte gerçekleşmesine bağlıdır. Somut olayda, dava konusu muhdesatın bulunduğu 103 Ada 3 parsel sayılı taşınmazın tarafların ortak murisi .... adına kayıtlı olduğu, ....'e ait ... Noterliği'nin 25/7/2014 tarihli veraset belgesine göre tarafların miras payı oranında taşınmaza malik olduğu, davalılardan ..., ... ve ...'in mahkemece yapılan keşif sırasında davayı kabul beyanında bulundukları diğer davalıların ise davaya cevap vermedikleri, bu bağlamda davalıların süresinde ve usulüne uygun olarak davayı kabullerinin söz konusu olmadığı ve dava açılmasına sebebiyet verdikleri anlaşılmaktadır.Hal böyle olunca; yukarıda açıklanan kanun maddesi ve ilkeler ışığında, davanın konusu olan (müddeabih) davalıların payına isabet eden muhdesat değeri (zemin bedeli hariç) üzerinden davalıların yargılama gideri, harç ve vekâlet ücretinden miras payı oranında sorumlu tutulmasına karar verilmesi gerekirken, yargılama gideri ile harcın davacı üzerinde bırakılması ve kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı olduğundan, hükmün bu sebeple bozulması gerekmiştir.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle, hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin alınan 1.309,85 TL.nin istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 05.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.