Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13113 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15426 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkak... Çelik Mamulleri İmalat ve Ticaret A.Ş. ile ... Çelik Market San. A.Ş. ve Park Panel Ltd. Şti. aralarındaki istihkak davasının kabulüne dair ... İcra Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davalı alacaklı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için ... Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davalı alacaklı vekili geldi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosyanın incelenmesi sonucu görülen eksikliklerin ikmali için dosyanın mahal mahkemesine iadesine karar verilmesini takiben eksiklik tamamlanmış olmakla dosya yeniden incelendi gereği düşünüldü:K A R A RDavacı 3. kişi vekili, ... 1. İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyalarından, davacı şirkete ait olan ve borçlu şirkete boyanmak için gönderilen 81.825 ton galvenizli saç malzemenin borçluya ait işyerinde 12.08.2008-13.08.2008 ve 14.08.2008 tarihlerinde haczedildiğini belirterek, İİK'nun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan hacizlerin kaldırılmasını istemiştir.Davalı alacaklı vekili, haczin, borçlu şirketin işyerinde yapıldığından mülkiyet karinesinin borçlu yararına olduğunu, borçlu şirketin sadece boyama işi değil sac imalatı da yaptığını, borçlu hakkındaki iflasın ertelenmesi davasında dava konusu mahcuzların kendilerine ait olduğunu belirttiklerini, davacının sunduğu belgelerin adi nitelikte olduğunu ve her zaman düzenlenmesinin mümkün bulunduğunu, davacı ile birlikte birkaç şirketin alacaklılardan mal kaçırma amacı ile istihkak iddiasında bulunduklarını ve haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.Davalı borçlu vekili, davanın kabulünü istemiştir.Mahkemece, tüm dosya kapsamı ve uyulan bozma ilamı uyarınca, davacı şirketin satın aldığı malları fason boyama için borçlu şirkete teslim ettiği, borçlu şirket tarafından da malların iade edilmediği, tüm defter ve kayıtların davacının iddialarını doğrular mahiyette bulunduğu, sevk irsaliyesi ve faturası ibraz edilen mahcuz malların davacı şirkete ait olduğu, boyama amacıyla haciz tarihinde borçlu şirketin adresinde bulunduğu, malların işlenmesine izin verildiği haczedilen malların haciz tutanağında ayrıntılı özellikleri belirtilmediğinden, değişik iş dosyası ile ticaret defterleri üzerindeki inceleme ve şirketler arasındaki iş bölümü birlikte değerlendirilerek bu malların borçlu şirkete ait olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm; davalı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir. .//..Dava, İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3. kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkindir.1- Davada husumet ve sıfat kamu düzenine dair olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bir sermaye şirketi davadan önce tasfiyesini tamamlamış, ticaret sicilinden terkin edilmiş ve keyfiyet ilan edilmiş ise artık şirket temsilcileri veya tasfiye memurları şirket adına dava açamayacak veya açılan davada şirketi temsil edemeyecek, dava açmış veya aleyhine dava açılmış olsa bile dava ve/veya karar tarihi itibariyle tüzel kişiliği bulunmayan şirket hakkında yargılama yapılıp hüküm verilemeyecektir. Eğer ki, somut olayda olduğu gibi, aleyhine dava açılmışsa, mahkemenin tüzel kişiliğin yeniden ihyası (ek tasfiye) amacıyla dava açılması için süre vermesi, bu davanın açılması halinde sonucunu beklemesi ve yeniden ihya kararı verilmesi halinde ise buna göre davanın yeniden görülmesi gerekmektedir.Eldeki davada ise, dava 09.09.2008 tarihinde açılmış ve 21.10.2014 tarihinde temyize konu karar verilmiştir. Dosyada bulunan Ticaret Odası yazısına göre ise, davalı alacaklı şirketin 22.07.2010 tarihinde tasfiyeye girdiği, 21.09.2011 tarihinde ticaret sicilinden terkin edildiği, ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ... sayılı dosyası üzerinden, şirketin yeniden ihyası için dava açıldığı görülmektedir. Ancak anılan dava dosyası dosya ekinde gönderilmediğinden ve mahkemece de incelenmediğinden açılan bu ihya davasının eldeki dava sebebiyle açılıp açılmadığı tespit edilememiştir. Bu sebeple, öncelikle ... 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ... sayılı dava dosyası getirtilerek bu davanın eldeki davayla ilgili açılmış bir ihya davası olup olmadığının belirlenmesi, eldeki dava için açılmış bir ihya davası ise bu davanın sonucunun beklenmesi, şirketin ihyasından sonra, davaya dahil edilmesi, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra da davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekir. Anılan dosyanın temyize konu dava için açılmadığı belirlenirse de bu sefer; Mahkemece, anılan şirketin ihyası için davacı tarafa eldeki davayla ilgili olarak davalı alacaklı şirketin ihyası amacıyla dava açması için süre verilmesi, dava açıldıktan sonra bu davanın sonucunun beklenilmesi, şirketin ihyasından sonra, davaya dahil edilmesi, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra da davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekirken taraf teşkili sağlanmadan davanın esası hakkında yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu sebeple bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2- Öte yandan; dosyada bulunan taraf beyanlarına göre, davalı borçlu şirket hakkında ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin ... sayılı dava dosyası üzerinden açılan iflas erteleme davası olduğu görülmekte olup, mahkemece bu dava dosyasının akıbeti ve sonucu da araştırılmamış, bu davada verilecek kararın dava konusu hacze ve takibe etkisi de tartışılıp değerlendirilmemiştir. 3- Bozma sebep ve şekline göre, davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, (3) numaralı bentte açıklanan nedenle davalı alacaklı vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek olmadığına Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.350,00 TL Avukatlık Ücreti'nin davacıdan alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan davalıya verilmesine ve taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 2.463,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 05.10.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.