Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13086 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 5153 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Gelibolu Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 04/10/2012NUMARASI : 2010/162-2012/192B.. Ş.. ve müşterekleri ile A.. O.. kayyım R.. K.., dahili davalı G.. B.. ve ihbar olunan H.. H.. aralarındaki tapu iptali ve tescil davasının kabulüne dair Gelibolu Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 04.10.2012 gün ve 162/192 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı H.. H.. ve kayyım vekili, kayyım ve dahili davalı Belediye vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacılar vekili tapu kütüğünden maliklerin kim olduğunun anlaşılamaması hukuki nedenine dayanarak 350 ada parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.Davalı H.. H.. ve Belediye Başkanlığı vekilleri ayrı ayrı davanın reddini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne 350 ada parsel numaralı A.. oğlu A.. adına kayıtlı taşınmazın tapu kaydının iptali ile İ.. E.. mirasçılarının miras payları oranında adlarına tapuya tesciline karar verilmiştir.Hüküm, süresinde davalı H.. H.. ve Belediye Başkanlığı vekilleri tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.Dava, TMK'nun 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Kural olarak, tapulu bir taşınmazın veya tapuda kayıtlı bir payın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün değildir. Ancak, kanunun açıkça izin verdiği ve düzenlediği ayrık durumlarda tapulu bir yerin veya tapuda kayıtlı bir payın koşulları oluştuğu takdirde kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesi mümkün olabilir. Kanun'un açıkça izin verdiği hallerden biri de TMK'nun 713/2. maddesindeki düzenlemelerdir. Anılan maddede, “aynı koşullar altında, maliki tapu kütüğünden anlaşılmayan veya hakkında gaiplik kararı verilmiş bir kimse adına kayıtlı bulunan taşınmazın tamamının veya bölünmesinde sakınca olmayan bir parçasının zilyedi de, o taşınmazın tamamı, bir parçası veya bir payı üzerindeki mülkiyet hakkının tapu kütüğüne tesciline karar verilmesini isteyebilir” hükmüne yer verilmiştir. Kanun maddesinde yazılı her iki neden ayrı davaların konusudur. Davacılar vekili “malikin tapu kütüğünden anlaşılamaması” nedenine dayanarak iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur. Kanun'un açık hükmü dikkate alındığında tapu sicilinden malikin kim olduğunun anlaşılamaması hali; taşınmaz malın sahibinin kim olduğunun bilinmesine yarayacak, kimliğini ortaya koyacak gerekli bilgi ve belgelerin tapu sicilinden (kütüğünden) çıkarılmasının imkansız olmasıdır. (Yargıtay HGK'nun 10.4.1991 tarih 1991/8-51 Esas, 194 Karar ve 15.04.2011 tarih 2011/8-111 Esas, 2011/180 Karar sayılı ilamları). Genel olarak, gerekli dikkati gösteren herkesin kayıtlarda malikin kim olduğunu anlayamayacağı hallerde tapu sicilinde yazılı olan malikin bilinmediğinin kabulü gerekir.Ayrıca tapu kütüğünde malik sütununun boş bırakılması, silinmesi ve yeniden yazılmaması, soyut ve nam-ı mevhum adına (mevcut olmayan hayali kişi) yazılması, hiç yaşamamış ve kaydının herhangi bir yerde bulunmamış olması, malik adının müphem, yetersiz ve soyut gösterilmiş olması gibi durumlarda malikin kim olduğunun anlaşılamadığı kabul edilir. Başka bir anlatımla, tapu kütüğünden kim olduğu anlaşılamayan malik, tanınmayan, hatırlanmayan, adresi tespit edilemeyen, kendilerine tebligat yapılamayan, mirasçıları belirlenemeyen, uzun yıllar önce ölmüş ya da taşınmış bir şahıs değildir.Mahkemece, yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dava konusu A.. oğlu A.. adına kayıtlı 350 ada nolu parseldeki taşınmaz 30.06.1968 tarihinde yapılan tapulama çalışmalarında Nisan 304 tarih sıra nolu tapu kaydına dayalı olarak kayıt maliki adına tespit edilmiş ve tutanağın 13.01.1970 tarihinde kesinleşmesi ile aynı tarihte tapuya tescil edilmiştir. TMK'nun 713/2 maddesinde '' maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kimse '' ibaresiyle tapu kaydında yazılı bulunan kişinin başka bir anlatımla taşınmaz malikinin teşhisine yarayacak gerekli bilgilerin tapu kütüğünden çıkarılmaması, hayali ve belirlenemeyen kişiler tanımlanmıştır. Somut olayda kadastro tutanağının edinme sebebi kısmındaki açıklamada ve dayanak tapu kayıtlarına göre tapu kayıt maliki tapu kütüğünden anlaşılamayan kişi olmayıp aksine tanınan ve bilinen kişilerdendir. Kayıt malikinin kimlik ve adresine ait bilgilere ulaşılmaması, malikin kim olduğu anlaşılamayan olarak nitelendirilemez. Davacılar vekili, dava dilekçesinde açıkça malikin kim olduğu tapu kütüğünden anlaşılamayan hukuki sebebine dayanmış olup ölüm sebebine dayanmadıklarına göre, yukarıdaki açıklamalar gereğince davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması doğru değildir.Öte yandan dava konusu 350 ada sayılı parsel tam paylı olarak A.. oğlu A.. adına tapuda kayıtlı olup, kayıt maliki olmayan Belediye'ye karşı açılan davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken bu konuda olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. Davalı H.. H.. ve kayyım vekili ile davalı Belediye'nin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve yasaya aykırı hükmün 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi uyarınca uygulanacak olan 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, 332,65 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden dahili davalı Belediye Başkanlığı'na iadesine, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.