Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 13083 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 15978 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Kırklareli Sulh Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/03/2013NUMARASI : 2012/103-2013/237E.. S.. ile H.. Ö.. ve müşterekleri aralarındaki mirasçılık belgesinin iptali davasının reddine dair Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesi'nden verilen 06.03.2013 gün ve 103/237 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: KARAR Dava; Kırklareli Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 9.8.2004 tarih ve 2004/543 Esas-2004/494 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali istemine ilişkindir.Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de, varılan sonuç usule ve yasal düzenlemelere uygun değildir.Davanın açıldığı ve yargılamaların devam ettiği tarihte yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK'nun 1.maddesine göre mahkemelerin görevi kanunla belirlenir. 2. maddesine göre dava konusunun değer ve miktarına bakılmaksızın malvarlığı haklarına ilişkin davalarla şahıs varlığına ilişkin davalarda görevli mahkeme, aksine bir düzenleme bulunmadıkça Asliye Hukuk Mahkemesidir. Aynı Kanun'un 4/1-ç maddesinde ise Sulh Hukuk Mahkemesi veya Sulh Hukuk Hakiminin bu kanun ile diğer kanunların Sulh Hukuk Mahkemesi'ni görevlendirdiği davaları göreceği açıklanmıştır.Diğer yandan aynı Kanun'un 383. maddesinde çekişmesiz yargı işlerinde görevli mahkemenin aksine bir düzenleme olmadığı sürece Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu belirtilmiş, 382/2-c bendinde miras hukukundaki çekişmesiz yargı işleri belirtilirken mirasçılık belgesinin verilmesi istemine ilişkin davalar da bu kapsamda sayılmış ne var ki; mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalar hakkında düzenleme yapılmamıştır.Mirasçılık belgesinin iptali davalarının hasımlı olarak açıldığı, sonucunun tarafları açısından kesin hüküm oluşturduğu dikkate alındığında çekişmeli yargı kapsamında kalan davalardan olduğunun kabulü gerekir. O halde; 6100 sayılı HMK'nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 gününden sonra mirasçılık belgesinin iptali istemiyle açılan davalara bakmakla görevli mahkemenin de Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerektiği kuşkusuzdur. Görev kamu düzenine ilişkin olduğundan taraflarca öne sürülmese bile mahkemelerce kendiliğinden dikkate alınması gerekir.Hal böyle olunca; açıklanan bu olgular karşısında mahkemenin görevsizliğine karar verilmesi gerekirken yasal düzenlemelere aykırı şekilde işin esası incelenerek karar verilmesi isabetsiz, davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 24,30 TL harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.