MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/01/2013NUMARASI : 2011/204-2012/825A.. G.. ile M.. İ.. aralarındaki tapu iptali ve tescil, alacak davasının kısmen reddine, kısmen kabulüne dair İstanbul Anadolu 20. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 03.01.2013 gün ve 204/825 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, 464 ada parsel sayılı taşınmaz ve üzerindeki binanın davacıya ait olduğu halde imar uygulaması sonucunda anılan parselin davalı adına tapuya tescil edildiğini, davalının hukuka aykırı şekilde davacıya ait binayı kullanmakta olduğunu ileri sürerek 464 ada nolu parselin tapu kaydının iptali ile vekil edeni adına tesciline, bu talep kabul edilmediği takdirde bina bedeli olarak belirlenecek rayiç değerin dava tarihinden itibaren ticari reeskont faiziyle beraber vekil edenine ödenmesine karar verilmesini istemiş; 22.07.2011 tarihli yargılama oturumunda, dava konusu olan parselin üzerindeki binanın davacıya ait olduğunun tapu kaydındaki şerhten belli olduğunu, arazi yönünden bir itirazları olmadığını, binanın daha değerli olması nedeniyle tapu iptali ve tescil talep ettiklerini beyan etmiştir.Davalı, tapuya güvenerek bu taşınmazı satın aldığını, davacının talebinde haksız olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, tapu iptali talebinin reddine, alacak talebinin ise kısmen kabulü ile; 1.970,66 TL' nin 31.03.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; davacı vekilinin dava dilekçesinde ve 22.07.2011 tarihli yargılama oturumundaki dava konusu parselin üzerindeki binanın davacıya ait olduğunun tapu kaydındaki şerhten belli olduğu, arazi yönünden bir itirazları olmadığı, binanın daha değerli olması nedeniyle tapu iptali ve tescil talep ettikleri yönündeki beyanları birlikte değerlendirildiğinde, davacının talebinin TMK'nun 724. maddesine dayalı temliken tescil veya bedel iadesi istemi olduğu anlaşılmaktadır. HMK'nun 33. maddesi (HUMK.nun 74 ve 76 maddeleri) uyarınca olayları bildirmek taraflara, hukuki niteleme hakime aittir. Mahkemece davanın dayanağının zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil veya bedel iadesi isteği olarak yorumlanması açıklanan nedenle yanlıştır. Mahkemece, davanın TMK'nun 724. maddesi uyarınca temliken tescil veya bedel iadesi olarak nitelendirilmesi, bu hukuki niteleme doğrultusunda toplanan ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken hukuki nitelemede yanılgıya düşülerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru olmamıştır. Davacı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 20.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.