Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12835 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20633 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İzmir 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/04/2013NUMARASI : 2013/107-2013/244Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı tarafından borçlu aleyhine İzmir 10. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 18.6.2012 tarih, 2011/132 Esas ve 2012/228 Karar sayılı el atmanın önlenmesi ve ecrimisile ilişkin ilama istinaden haciz ve tahliye istemiyle takip başlatılmış, tahliyenin yerine getirilmesi talebiyle 06.03.2013 tarihinde ilama konu mecurun bulunduğu mahale gidilmiş, tahliyeye konu taşınmazdan borçlunun taşındığının ve halen adreste S.. M.. Kalıp San. ve Tic. Ltd. Şti'nin faaliyet gösterdiğinin belirtilmesi ve aynı şirkete daha önce tahliye için süre verilmesi işleminin iptaline dair İzmir 2. İcra Hukuk Mahkemesi kararının ibrazı üzerine İcra Müdürlüğü'nce tahliyenin durdurulmasına karar verilmiş; alacaklı, borçlu şirket ile tahliye istemine konu adreste faaliyet gösteren şirketin ortak ve temsilcisinin aynı şahıs olduğunu, sözkonusu adreste mevcut makinaların borçlu şirkete ait olduğunu, ayrıca adreste borçlu şirkete ait çok sayıda sevk irsaliyeleri, bordrolar, iş teklif formları vs.evrak bulunduğunu, ilamın infazının temini gerekirken İcra Müdürlüğü'nce tahliyenin durdurulmasına karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek, durdurmaya dair memur işleminin kaldırılmasını istemiş; borçlu-davalı şirket vekili uyuşmazlık konusu taşınmazın vekil edeni tarafından tahliye edildiğini, durumun ve yeni adresin takip dosyasına bildirildiğini açıklamış; davalı S.. M.. Kalıp San.ve Tic.Ltd. Şti. yetkilisi alacaklı ile birlikte kurdukları borçlu şirket adına kredi çekebilmek amacıyla nizalı taşınmazı tapuda devrettiğini, ancak anlaşmalarına aykırı şekilde iadenin gerçekleşmediğini, her iki şirketin muhasebesi aynı şahıs tarafından tutulduğundan borçluya ait evrakın mahallinde görüldüğünü ifade etmiş; Mahkemece şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.İİK'nun 27. maddesi “…Taşınmaz, üçüncü bir şahıs tarafından davadan sonra ve hükümden evvel tapuya tescil edilmiş bir akte müsteniden işgal edilmekte ise alacaklı borçlunun o şahsa karşı malik olduğu hakları haiz olur. Bu şıkkı ihtiyar etmezse borçlusuna karşı tazminat davası açabilir. Şu kadar ki suiniyet sahibi üçüncü şahıslara karşı umumi hükümler mahfuzdur.” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda; anılan madde koşullarında meşru şekilde bulunduğu belirlenmeyen 3.şahıs dayanak ilamda müdahalenin men’ine (tahliyeye) karar verilen yerden tahliye olunmalıdır. Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ : Davacı-alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK.nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.