Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12819 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 2870 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Fethiye Aile MahkemesiTARİHİ : 12/11/2013NUMARASI : 2013/145-2013/276S.. K.. ile H.. Ö.. aralarındaki katılma alacağı davasının yetkisizlik nedeniyle redddine dair Fethiye Aile Hukuk Mahkemesi'nden verilen 12.11.2013 gün ve 145/276 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARAR Davacı vekili, 1997 yılında evlenip 2009 yılında boşanan tarafların evlilik birliği içinde davacının yurt dışında çalışmasıyla edinilmesine katkıda bulunduğu 1541 ada parsel, 1806 ada parsel, 123 ada parsel ile M.. 68159, no bulunan taşınmazın davalı adına tescil edildiğini açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000 TL katkı payı alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, taraflar arasında görülen boşanma davasında davacının taleplerini defi olarak öne sürdüğünü, M..'da bulunan taşınmazın müşterek çocuğa ev alınırken elden çıkarıldığını, 121 ada parsel sayılı taşınmazın davalının eniştesine ait olduğunu bildirmiş ve davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, taraflar arasındaki boşanma davası Adana'da görüldüğünden davanın yetkisizlik nedeniyle reddine ve dava dosyasının görevli ve yetkili Adana Nöbetçi Aile Mahkemesi'ne gönderilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava; mal rejiminden kaynaklanan alacak isteğine ilişkindir. TMK'nun 214/2. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu düzenlenmiştir. Bir başka anlatımla, bu nitelikteki davalarda HUMK'nun 13. maddesindeki yetki değil; konuyla ilgili özel düzenlemelerin yer aldığı 4721 sayılı TMK'nun 214. maddesindeki yetki kuralı geçerlidir. Ancak, TMK'nun 214. maddesindeki yetki kesin nitelikte bulunmayıp HMK'nun 6. maddesindeki genel yetkiyi ortadan kaldırmadığından davacı tarafça HMK'nun 6. maddesine uygun olarak davalının yerleşim yeri mahkemesinde açılan davanın yetkisizlik nedeniyle reddi doğru değildir. Kaldı ki, kesin yetkinin söz konusu olmadığı hallerde, ilk itirazlardan olan yetki itirazının HMK'nun 19/2 ve 116. maddeleri uyarınca cevap süresi içinde ileri sürülmesi gerekli olup davalı tarafından bu yönde bir itiraz bulunmadığı halde mahkemece resen yetkisizlik kararı verilmesi de doğru değildir. Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile usul ve kanuna aykırı görülen hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-3 bendi gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 19.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.