MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Aile MahkemesiTARİHİ : 04/04/2013NUMARASI : 2009/865-2013/252S.. A.. ile N.. A.. aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, kısmen reddine dair Bakırköy 2. Aile Mahkemesi'nden verilen 04.04.2013 gün ve 865/252 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı vekili, boşanma dosyasına verdiği dava dilekçesinde, tarafların 2005 yılında evlendiklerini, evlilik birliği içerisinde edinilen malların tasfiyesine, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 25.000 TL katılma alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı vekili, davanın yersiz açıldığını, dava konusu emeklilik ikramiyesinin müvekkilinin kişisel malı olduğunu, evlilik birliği öncesindeki birikimler bulunduğunu, davacı ile toplam 2 yıl kadar evli kalındığını, davacının da emekli olarak ikramiyeye hak kazandığını açıklayarak davanın reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, davalı N.. adına kayıtlı banka mevduat hesabında bulunan 42.454.07 TL tasfiyeye tabi edinilmiş mal niteliğinde olduğu anlaşıldığından davanın kısmen kabulü ile 21.227,03 TL katılma alacağının boşanma kararının kesinleştiği 31.05.2011 tarihinden geçerli yasal faiziyle birlikte davalıdan alınmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Taraflar, 19.06.2005 tarihinde evlenmişler, 18.10.2007 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün 31.05.2011 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Evlenme tarihi dikkate alındığında taraflar arasında boşanma davasının açıldığı tarihe kadar yasal edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Dava konusu davalı adına kayıtlı banka hesabı 22.10.2007 tarihinde açılmış olup bu tarih itibarı ile 82.356.32 TL bulunmaktadır. Dosyadaki bilgi ve belgelere göre davalı 18.04.2007 tarihinde emekli olmuş ve Türk Telekom tarafından davalıya ait banka hesabına toplam 41.992 TL yatırılmıştır. Olayları anlatmak taraflara, hukuki niteleme hâkime aittir. Davacı davalı kadının edinilmiş malları üzerinden katılma alacağı (TMK.m.231) isteğinde bulunmuştur.Mahkemece, davalı adına kayıtlı banka hesabında bulunan miktardan davalı adına kıdem tazminatı olarak yatırılan miktarın mahsubu ile bakiye miktar edinilmiş mal kabul edilerek yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme karar vermeye yeterli değildir. Davalı vekili, evlilik birliği öncesinde 15.500 TL birikimi bulunduğunu, bu parayı S.. C.. Şubesi'nden çekerek 02.07.2007 tarihinde banka hesabına yatırdığını, bu paranın kişisel malı olarak düşülmesi gerektiğini bildirmiş olup mahkemece açıklanan bu hesaplara ilişkin banka kayıtları ve hesap dökümleri istenilerek davalının kişisel malı olup olmadığı göz önünde bulundurulmamıştır.Bundan ayrı, Türk Telekom kıdem tazminatı bordrosunda davalı N.. için 39.902 TL ödemeye hak kazandığı bildirilmiş, davalı hesabına 41.992 TL yatırılmış, aynı hesaba yardım sandığı ödemesi ve temettü olarak 2007 yılında 8.600 TL ilave edilmiş olup mahkemece açıklanan bu paraların kaynağı araştırılmak suretiyle davalının kişisel malı olup olmadığı üzerinde durulmamıştır.Her ne kadar mahkemece, davalının emekli olduğu tarihten boşanma davasının açıldığı tarihe kadarki döneme ilişkin olarak PMF tablosu ve TMK'nun 228/2. maddesi göz önünde bulundurularak kişisel mal ve edinilmiş mal olan bölümleri belirlenmesi gerekirken emekli ikramiyesi kişisel mal kabul edilmek suretiyle tasfiye dışı tutulması doğru değil ise de temyiz edenin sıfatına göre bu yön bozma nedeni yapılmamıştır. Mahkemece yapılacak iş; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlarda dâhil olmak üzere davalının edinilmiş malların (TMK.m.219) toplam değerinden bu mallara ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak hüküm kurulması, gerektiği takdirde bu konuda bilirkişiden ek rapor alınması, ondan sonra uyuşmazlık hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırmayla yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.Diğer yönden; katılma alacağı hesabında tasfiye tarihi; boşanma veya mal rejiminin sona erdiği tarih olmayıp, tasfiye veya katılma alacağına yönelik açılmış bulunan davanın karar tarihidir (TMK'nun m. 232, 235/1.). Bu sebeple Mahkemece eldeki davanın karar tarihi olan 04.04.2013 tarihinden itibaren faize hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde, boşanma kararının kesinleştiği 31.05.2011 tarihinden itibaren faize hükmedilmiş olması hatalıdır. Davalı vekilinin temyiz itirazları bu bakımdan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/1. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 454,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 17.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.