Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12623 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2407 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : İstihkak... Gıda Süt Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. ile Sultan Et ve Gıda Ürt. Tic. Paz. Ltd. Şti. aralarındaki istihkak davasının reddine dair ... İcra Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 27.09.2016 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden ... Gıda Süt Ürünl. San. Tic. Ltd. Şti. A.Ş vekili Avukat Emrah Beyder geldi. Karşı taraftan kimse gelmedi. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı üçüncü kişi vekili, ... 3. İcra Müdürlüğü’nün ... sayılı Takip dosyasında yapılan hacze konu, üzerinde ... markası yazan emtianın üçüncü kişiye ait olduğunu, aralarında imzalanan Bayii Lojistik Anlaşması uyarınca borçluya ait depoda bulunduğunu, buna ilişkin hizmet bedellerinin ödendiğini, belirterek istihkak iddiasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.Davalı alacaklı vekili, dava konusu haczin borçlunun faaliyet adresinde yapıldığını, lojistik hizmet temininin borçlunun faaliyet alanı içinde yer almadığını, aslında üçüncü kişinin hacizli emtiayı alarak borçludan olan alacağını tahsil etmeye çalıştığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur. Mahkemece, bozma ilamından önce ... tarihinde verilen karar ile istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ve bu karar, Dairemizin ... sayılı kararıyla, “...davacının dayandığı sözleşme ile sevk irsaliyeleri her zaman temini mümkün belgelerdendir. Bunların gerçekliği ve taraflar arasındaki ticari ilişkinin niteliği, vb. hususlar ancak üçüncü kişi ve borçlunun ticari kayıtları üzerinde yaptırılacak ayrıntılı bir bilirkişi incelemesi ile tespit edilmeli, mahcuzlara uygunluğu yönünde ise yine uzman bilirkişi refakatinde keşif incelemesi yapılmalıdır. Bu sırada özellikle borçlunun, lojistik hizmet temini konusunda üçüncü kişi ya da başka şirketlerle süregelen ticari ilişkisinin olup olmadığı üzerinde de durulmalıdır. Gerçekten de borçlu, davacının ürünlerini satın almış olabilir ve alacaklıdan mal kaçırmak için danışıklı hareket ediliyor olabilir ki bu durumda istihkak iddiasının reddi gerekir..//..Belirtilen hususlar dikkate alınmadan eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak yazılı biçimde hüküm tesisi hatalı olmuştur.” gerekçesiyle bozulmuş ve bu bozma kararına ilk derece mahkemesince uyulmuştur. Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma kararı ve toplanan delillere göre; davacı firma ile borçlu firma arasında "Bayi Lojistik Anlaşma Formu" olduğu fakat bu formun noter kanalıyla yapılmadığı, borçlu ... Peynircilik Et ve Gıda Ür. Paz. Ve Tic. Ltd. Şti nin Ticaret Sicil Gazetesinde şirketin amaç ve konusu başlığında "depolama ve lojistik hizmet temini" hususlarını içeren herhangi bir meşgalenin yer almadığı, bu nedenle tüzel kişilik olarak bu kabil işleri yapamayacağından bu ad altında hizmet veremeyeceği, davalı alacaklının yürüttüğü haciz işleminin yerinde olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince 3.kişi tarafından açılmış istihkak istemine ilişkindir.Mahkemece, bozma ilamına uyularak yazılı şekilde karar verilmişsede, bozmanın gerekleri tam olarak yerine getirilmemiştir. Şöyle ki, uyulan ... tarihli bozma ilamında da bahsedildiği üzere, borçlu ile davacı 3. kişinin arasındaki ticari ilişkinin ve borçlunun lojistik işiyle ilgili gerek 3. kişiyle gerekse başka şirketlerle olan ticari ilişkisinin incelenmesi için 3. kişi şirket ve borçlu şirketin ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılması gerekir. Hal böyle iken, bozmadan sonra alınan bilirkişi raporundaki inceleme sadece davacının ticari kayıtları üzerinden yapılmış, aynı bilirkişi raporunda borçlu şirkete ulaşılamadığından muhasebe kayıtlarının incelenmediği açıkça ifade edilmiştir. Öte yandan, bilirkişi raporu alındıktan sonra yapılan ... tarihli celsede davacı vekili,borçlu şirketin defterleri üzerinde de inceleme yapılmasını talep etmiş, bu talep aynı celsede tesis edilen ara kararla, alınan raporda borçlu şirketin ticari defterlerinde de inceleme yapıldığından bahisle reddedilmiştir. Bu ara kararının dosya ve alınan bilirkişi raporunun kapsamına uygun bir ara karar olduğunundan bahsedilemeyeceği gibi, bozmadan sonra da mahkeme, uyulan bozma ilamının gereklerini yerine getirmek amacıyla borçlu şirkete defterlerini teslim etmesine dair bir muhtırayı da çıkarmamıştır. Ayrıca, ... tarihli 2 nolu celsede davalı vekilinin, borçlu şirketin iflas ettiğine dair sözlü beyanı duruşma zaptına geçirilmiş olmasına rağmen bu beyan doğrultusunda borçlu şirketin iflas edip etmediği araştırılmamış, olası iflas kararının bozma ilamının gereklerinin yerine getirilmesi noktasında ve dava konusu takibe etkisi konusunda bir değerlendirme, inceleme de yapılmamıştır. Bu sebeplerle, uyulan bozma ilamının gerekleri tam olarak yerine getirilmeden eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde verilen hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın temyiz eden davacıya iadesine, 27.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.