MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı ... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair ... 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ile davalı vekili taraflarından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:K A R A R Davacı ... vekili, evlilik birliği içinde edinilen taşınmaz nedeniyle 50.000,00 TL alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile 31.285,79 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, banka kayıtlarına, tarafların beyanlarına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, ziynetlerin bozdurularak taşınmazın alınmasına katkıda bulunulduğu mevcut delillerle sabit olmasına rağmen ziynetlerin boşanma dava dosyasında iadesine karar verilmiş olmasından dolayı mahkemece değer artış payı alacağına hükmedilmediği, hüküm altına alınan alacak miktarının da artık değere katılma alacağı olduğu anlaşıldığına göre, davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2-Davacının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı isteğine ilişkindir.Değer artış payı alacağı; eşlerden birinin diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun karşılık almaksızın esaslı katkıda bulunması durumunda, tasfiye sırasında bu malda meydana gelebilecek değer artışı için katkısı oranında sahip olduğu alacak hakkıdır (4721 sayılı TMK m. 227). Denkleştirme (TMK m. 230) hariç, tasfiyeye konu malvarlığında katkı tarihine göre değer kaybı söz konusu ise, katkının başlangıçtaki değeri esas alınır (TMK m. 227/1). Böyle bir malın daha önceden elden çıkarılmış olması halinde hakim, diğer eşe ödenecek alacağı hakkaniyete uygun olarak .//..belirler (TMK m. 227/2). Değer artış payı alacağı talep edebilmek için, parasal ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunulmalıdır. Artık değere katılma alacağı ise; eklenecek değerlerden (TMK m. 229) ve denkleştirmeden (TMK m. 230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa'dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına gerek yoktur.Değer artış payı ve artık değere katılma alacak miktarları hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malın, bu tarihteki durumuna göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değeri esas alınır ( TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1.). Yargıtay uygulamalarına göre, tasfiye tarihi karar tarihidir. Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat etmekle yükümlüdür. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK'nun m. 222). Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse, konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır.Somut olaya gelince; eşler, 21.07.2007 tarihinde evlenmiş, 17.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı(743 sayılı m. TKM 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasa'nın m. 10, TMK m. 202). Tasfiyeye konu 808 ada 33 parsel 7 nolu bağımsız bölüm, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 12.03.2008 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir. Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, dosya içeriğine, toplanan delillere, taraf beyanlarına, bilirkişi raporlarına, taşınmazın edinilmesi için kullanılan kredi ödeme tablosuna, boşanma dava dosyasındaki bilgi ve belgelere göre; tasiyeye konusu bağımsız bölümün 12.03.2008 tarihinde satın alındığı, taşınmazın satım bedelinin davacı kadının ziynet eşyaları ve kredi ile karşılandığı, kredi borcunun mal rejiminin sona erdiği tarihte (boşanma dava tarihinden önce) bittiği, taşınmazdan kaynaklanan borcun bulunduğınun mevcut delillerle ispatlanamadığı, boşanma dava dosyasında davacının ziynetlerinin iadesine karar verildiği anlaşılmıştır. Tüm bu açıklamalar ve yukarda açıklanan Dairemiz ilke ve uygulamalarına göre, davacı kadının ziynet eşyalarının boşanma dava dosyasında iadesine karar verildiği gözönünde bulundurularak mükerrer tahsil olmasına sebebiyet olunmayacak şekilde, taşınmazın alınmasında kullanıldığından TMK 227. maddesi gereğinde oranlamanın yapılması; taşınmazın karar tarihine yakın tarihteki değerinin hesaplanması için yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak rapor alınması, daha sonra açıklanan nedenlerle denetime elverişli hesap yapılabilmesi için konusunda uzman bilirkişi ve bilirkişilerden hesap raporu alınarak karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin delillerin yanlış değerlendirilmesi sonucu mal rejiminin tasfiye tarihinde borcun varlığı kabul edilerek hasaplama yapılması dosya içeriğine göre hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir. .//..SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA; davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle reddine, ve HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 1.268,35 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine ve 534,50 TL peşin harcın da istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 26.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.