Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 12455 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 14782 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 12. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 27/11/2012NUMARASI : 2012/597-2012/1123Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki temyiz eden tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Davacı 3. kişi vekili, İstanbul 6. İcra Müdürlüğü’nün 2011/26466 sayılı takip dosyasında yazılan talimat uyarınca, Küçükçekmece 3. İcra Müdürlüğü’nün 2012/574 sayılı talimat dosyasında yapılan 31.08.2010 günlü hacze konu menkullerin davacı üçüncü kişiye ait olduğunu, borçlunun haciz adresi ile bir ilgisinin olmadığını, ödeme emri tebliğinin adreste yapılmadığını, ayrıca haciz tutanağında belirtilen adresin haczin gerçekleştirildiği adres olmadığını belirterek, İİKnun 96 ve devamı maddelerine dayalı olarak istihkak davasının kabulü ile anılan haczin kaldırılmasını istemiştir.Davalı alacaklı vekili, borçlunun alacaklılarından mal kaçırmak için malvarlığını muvazaalı olarak 3. kişiye devrettiğini, haciz işlemi yapılan iş yerinin vergi kayıtlarına göre de önceki sahibinin borçlu olduğunu belirterek davanın reddi ile %40 tazminatın tahsilini savunmuştur.Mahkemece toplanan delillere göre: Vergi Dairesi yazı cevaplarına göre haciz adresinde 3. kişinin faaliyette bulunmadığı faaliyet adresinin farklı bir adres olduğu, borçlunun bilinen son adresinin haciz adresi olduğu, istihkak iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava İİK 96 ve devamı maddeleri gereğince açılmış 3. kişinin istihkak iddiasına ilişkindir.Dava konusu haciz, üçüncü kişinin faaliyet adresinde yapılmış olup, ödeme emri burada tebliğ edilmemiştir ve haciz esnasında borçlu hazır olmadığı gibi borçluya ait belge de bulunmamıştır. Vergi Dairesi'nden gelen müzekkere yanıtına göre haciz adresi borçlunun eski şube adresi olup, borçlu borcun doğumundan önce mükellefiyetini terk etmiştir. Somut olayda mülkiyet karinesi davacı 3. kişi yararınadır. 3. kişi tarafından İİK’nun 96. maddesine dayalı olarak dava açılmış olması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz, karine aksinin alacaklı tarafından ispatlanması gerekmektedir. İspat yükü altında olan alacaklı karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahiptir. İspat yükü altında olan alacaklı, karinenin aksini kanıtlamaya elverişli, dava konusu mahcuzların borçluya ait olduğunu ve borçlu ile 3. kişi arasında mal kaçırmak için muvazaalı işlemler yapıldığı kanaatini oluşturacak delilleri dosyaya sunamamıştır.Bu durumda, mahkemece davacı 3. kişinin davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, mülkiyet karinesi hatalı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı üçüncü kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 21,15 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 13.06.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.