MAHKEMESİ : Beykoz 2. Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 11/03/2013NUMARASI : 2012/123-2013/163Ö.. K.. ile Ş.. K.. aralarındaki Muhdesatın aidiyetinin tespiti davasının kabulüne dair Beykoz 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 11.03.2013 gün ve 123/163 sayılı hükmün Yargıtay'ca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş ise de, duruşma isteği değerden red olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, tarafların kardeş olduğunu, 215 Ada, parsel sayılı taşınmazda 626/25680 hissenin tarafların muris babaları B.. K..'ndan kaldığını, anılan parsel üzerindeki binayı vekil edeninin yaptığını ileri sürerek taşınmaz üzerindeki 3 katlı muhdesatın vekil edeni adına tespitini istemiştir.Davalı vekili, dava konusu taşınmazın tarafların muris babası tarafından yapıldığını beyanla davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, davanın kabulü ile 215 ada parsel sayılı 626/25680 hisse maliki Baki Kayaoğlu adına kayıtlı taşınmaz üzerinde kurulu bulunan 3 katlı binanın davacıya ait olduğunun tesbitine karar verilmesi üzerine; hüküm, süresi içerisinde davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın aidiyetinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, her ne kadar yazılı gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; HMK'nun 259. maddesi uyarınca ve Daire uygulamasına göre uyuşmazlık taşınmaza ilişkin olduğundan tanıkların davaya konu taşınmaz başında dinlenmesi gerekmektedir. Mahkemece, keşif yapılmadan, taraf tanıkları taşınmaz başında dinlenmeden davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır. Bu nedenle, HMK'nun 243 ve 244. maddelerine göre, bildirilen tanıkların davetiye ile çağrılmak suretiyle taşınmaz başında yapılacak keşifte dinlenmesi, beyanlar arasında aykırılık çıktığı takdirde aynı Kanunun 261/1. (HUMK'nun 265) maddesi hükmü gözönünde tutularak çelişkinin giderilmesine çalışılması, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek elde edilecek sonuca göre bir karar verilmesi gerekmektedir. Açıklanan araştırma ve inceleme yapılmadan eksik araştırma ile yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır.Davalı vekilinin temyiz itirazları açıklanan bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 171,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 13.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.