MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : ŞikayetTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARŞikayetçi borçlu vekili dilekçesinde takip dayanağı ilamın kesinleşmeden takibe konulamayacağını belirtip takibin iptalini istemiş, mahkemece şikayetin reddine karar verilmiştir.Talep, İİK'nun 41.maddesi yollamasıyla İİK'nun 16. maddesine dayalı şikayete ilişkindir.6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla uygulanması gereken HUMK.nun 443/1 (HMK. 367/1 m.) maddesi gereğince, temyiz kararın icrasını durdurmaz. Yani kural olarak kararın kesinleşmemiş olması, kararın yerine getirilmesini önlemez. Bu kuralın istisnaları da yine yasalarda düzenlenmiştir.Taşınmaza ve buna ilişkin ayni haklara, aile ve şahsın hukukuna ilişkin ilamlar (HUMK.443/4 m.), Mahkumiyete ilişkin ceza ilamlarının tazminat ve yargılama giderlerine ilişkin kısımları, (5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun'un 4.maddesi), Kira tespit ilamları (12.11.1979 tarih 1979/1-3 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), Menfi tespit davasına ilişkin ilamlar ( İİK 72. madde), Yabancı Mahkeme ilamlarının tenfizi hakkındaki kararlar ( MÖHUK. 41/2), Sayıştay kararları (6085 sayılı Sayıştay Kanunu 53. madde), idare aleyhine açılan haciz veya ihtiyati haciz uygulamaları ile ilgili davalarda verilen kararlar (2577 sayılı İYUK 28/1),Bu istisnai hükümlere göre, menfi tespit konulu ilamın anılan maddeler karşısında kesinleşmeden takibe konulabilmesi olanaklı değildir. Menfi tespit istemi yargılama aşamasında istirdata dönüşse de yasa gereği bu tür ilamların icrası için kesinleşme şartı aranmalıdır.Somut olayda takip dayanağı ilamda; 10.09.2015 tarihli dilekçe ile 283-970 nolu ''200.000 TL'' bedelli bankadan tahsil edilen çekten dolayı borçlu olmadıklarının tesbiti ve davalıda kalan 7818272 nolu '' 200.000 TL '' bedelli çekten dolayı da borçlu olmadıklarının tesbiti için menfi tesbit davası açılmış ise de davacı şirkete ait çeklerin bedellerinin tamamen ödendiği belirtilerek , ödenen 400.000 TL bedelin yasal faizi ile istirdatına karar verilmiştir. Her ne kadar menfi tesbit davası istirdata dönüşmüş olsa da bu ilamın kesinleşmeden infazı mümkün değildir.Mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmesi gerekirken istemin yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 07.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.