MAHKEMESİ :Sulh Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve TescilTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine dair verilen karar, temyiz incelemesi sonucunda Dairemizce bozulmuş bozma kararı üzerine Mahkemece direnme kararı verilmiş olup hükmün davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARARDavacı, kadastro çalışmalarında tespit dışı bırakılan 552 parsel sayılı taşınmazın bitişiğindeki 9000 m2’lik taşınmazın imar ihya ve 20 yıllık kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğinde olduğundan taşınmazın adına tescilini talep etmiştir.Davalı Hazine vekili, davanın reddini savunmuştur. Davalı ... Tüzel kişiliği, herhangi bir beyanda bulunmamıştır.Mahkemece, davacı yararına kazanma koşulları gerçekleştiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, 13.04.2010 tarihli fen bilirkişilerin raporunda C harfiyle gösterilen yere ilişkin yol kaydının iptali ile davacı adına tapuya tesciline karar verilmiş, davalı Hazine vekilinin temyizi üzerine verilen karar, Dairemizin 07.05.2013 gün 2012/11368 Esas 2013/6659 Karar sayılı ilamı ile özetle; davacının 552 parsel sayılı taşınmazı 12.11.2001 tarihinde çaplı olarak satın aldığı, çap iktisap eden kişinin zilyetliğinin aksine bir delil ya da belge yok ise bu tarihten itibaren başlayacağı, davacı çap satın aldığından mülkiyet hakkının çap kaydı ile sınırlı olduğu kaldı ki, dava dilekçesinde, davacının, bayiinin dava hakkına ve eklemeli zilyetliğine dayanmayıp dava konusu taşınmazın 20 yılı aşkın süredir kendisinin zilyetliğinde olduğunu açıklayarak tescil talebinde bulunduğu, davacının çap satın alması karşısında babasının eklemeli zilyetliğine dayanmasının geçerli bir hukuki sonuç doğurmayacağı, dosyada mevcut ziraat mühendisinin 28.04.2010 havale tarihli raporunda dava konusu yerin 10-12 yıldır işlendiğinin açıklandığı, şu halde davacının çap satın aldığı tarihten itibaren dava konusu taşınmaza zilyet olduğunun kabulü gerektiği, dava konusu taşınmazın 1999 tarihli hava fotoğraflarında taşlık kayalık kısımlardan olduğunun açıklandığı, bilimsel verilere uygun raporlar dikkate alınması gerekirken takdiri delil olan tanık ve mahalli bilirkişi beyanlarına itibar edilerek kabul kararı verilmesinin doğru olmadığı yönünde bozma kararı verilmiş, mahkemece önceki hükümde direnilmesine karar verilmesi üzerine, anılan direnme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 6100 sayılı HMK'nun 6763 sayılı Kanun'un 43. maddesi ile Değişik 373. maddesinin 5. bendi hükmüne göre, Dairemizce yeniden yapılan inceleme sonucunda; Mahkemece yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş ise de yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya elverişli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaza ilişkin hava fotoğrafları hakkında rapor sunan bilirkişiler bu konunun uzman bilirkişiler olmadığı gibi anılan hava fotoğrafları süre bakımından yetersizdir. Bu nedenle bu hava fotoğraflarının incelenmesi sonucu verilen rapora değer verme olanağı bulunmamaktadır. Daire ve Yargıtay uygulaması uyarınca dava konusu taşınmazın tapuya tescil tarihi olan 06.10.2003'ten geriye doğru en az 20-25 yıl öncesine ait ( 1973-1983 yılları arası ) iki ayrı zamanda çekilmiş stereoskopik hava fotoğraflarının Harita Genel Müdürlüğünden getirtilerek dosya arasına konulması, 1973-1983 yılları arasında çekilmiş ölçekli stereoskopik hava fotoğraflarının olmaması halinde gönderen kurumca bunun gerekçesinin gösterilmesinin istenmesi, stereoskopik hava fotoğraflarının jeodezi ve fotogrametri uzmanı üç harita mühendisinden oluşan bilirkişi kurulu tarafından uygulanıp stereoskopik alet ile üç boyutlu olarak incelemeye tabi tutulması, bilirkişilerden gerekçeli, denetime açık rapor sunulmasının istenmesi, ondan sonra toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme sonucu hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup davacı vekilinin temyiz itirazları bu yönde yerinde olduğundan Dairemizin 07.05.2013 gün 2012/11368 Esas 2013/6659 Karar sayılı sayılı bozma kararının kaldırılarak hükmün açıklanan değişik gerekçe ile bozulmasına karar vermek gerekmiştir.SONUÇ: Açıklanan sebeplerle Dairemizin 12.11.2013 gün 2012/14892 Esas 2013/16392 Karar sayılı ilamının KALDIRILMASI ile yerel mahkemenin 04.12.2014 gün 2012/115 Esas 204/386 Karar sayılı kararının 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi ve 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi gereğince değişik gerekçe ile BOZULMASINA, HUMK'nun 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.