Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 11990 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12115 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : İstanbul 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 16/01/2014NUMARASI : 2014/45-2014/26Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu aleyhine ilama dayalı olarak başlatılan ilamlı takipte borçlu vekili İcra Mahkemesi’ne başvurarak, makam aracı üzerine konulan haczin kaldırılmasını istemiş, Mahkemece, 5393 sayılı Yasa’nın 15/son maddesi uyarınca bu aracın haczi mümkün olmadığı gerekçesiyle haczin kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, hüküm Daire’ce bozmaya sevk edilmiştir.Dairece ilamın alacaklı lehine bozulmasından sonra alacaklı vekilinin 14.01.2014 havale tarihli dilekçesi ile “…davacı tarafından müvekkillerimiz aleyhine açılan davaya muvafakat ediyoruz. İş bu nedenle davacı taraftan herhangi bir yargılama gideri ve avukatlık ücreti talebimiz bulunmamaktadır. Gereğinin yapılmasını saygıyla vekaleten arz ve talep ederiz.” şeklinde beyanda bulunduğu, borçlu vekilinin de 15.01.2014 havale tarihli dilekçesi ile “….Davalı tarafça davamız kabul edilerek yargılama gideri ve vekalet ücreti talep edilmeyeceği yönünde dosyaya beyanda bulunulmuştur. Davalı tarafça müvekkil idare aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücreti alacağı talep edilmemesi halinde tarafımızca da davalı taraftan vekalet ücreti ve yargılama gideri talep edilmeyecektir.” şeklinde açıklamada bulunduğu anlaşılmaktadır..Mahkemece, bu durumda taraflar duruşmaya çağrılarak, anılan dilekçenin “şikayetin kabulü” anlamına gelip gelmediği alacaklıya açıklattırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, İcra Mahkemesine şikayet başvurusu yapan borçlunun feragati bulunmadığı halde dosya üzerinden yapılan inceleme ile davacının davasının feragat nedeni ile reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma nedenine göre borçlu vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 10.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.