MAHKEMESİ : Bursa 6. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 18/06/2013NUMARASI : 2013/287-2013/430Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Alacaklı vekili tarafından takibe konulan Bursa 6. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2006/493 Esas, 2013/32 Karar sayılı ilamında “... 59.614,60 TL'nin davalılar C.. K.., M.. K.., K.. A.. A.. ve A.. A.. T.. Sigorta A.Ş.'den 02.10.2005 kaza tarihinden itibaren yürütülecek faiz ile birlikte müşterek ve müteselsilen alınarak (davalı A.. A.. T.. Sigorta A.Ş. yönünden poliçe limiti olan 15.000 TL ile sınırlı olarak ve dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesi, diğer K.. A.. A.. yönünden poliçe limiti ile sınırlı olarak) davacıya verilmesine ...” şeklinde hüküm kurulmuştur. Takip borçlularından A.. A.. vekili İcra Mahkemesi'ne başvurusunda, ilamda yukarıda belirtildiği şekilde dava tarihinden itibaren faiz yürütülmesine ilişkin hüküm kurulduğu halde icra emrinde dava tarihi yerine kaza tarihi olan 02.10.2005 tarihinden itibaren faiz yürütülmüş olduğunu, kapak hesabından da görüleceği üzere dava tarihinden itibaren poliçe limitleri olan 50.000 TL'ye karşılık gelen yasal faiz tutarının 29.598,04 TL olduğunu bildirmiş fazla talep edilen faiz tutarının iptalini talep etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu alınmış, bilirkişi raporunda faiz başlangıcının kaza tarihi olan 02.10.2005 tarihi esas alınarak hesap yapılmış ve raporda belirtilen miktara göre de hüküm kurulduğu anlaşılmıştır. Karar, borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.Takibe dayanak ilamda, yukarıda da belirtildiği üzere sigorta şirketleri açısından dava tarihinden itibaren faiz işletileceğinin ayrıca açıklandığı görülmekle buna göre hesap yaptırılarak sonuca gidilmesi gerekirken kaza tarihinden itibaren faiz hesabı yapan bilirkişi raporuna itibar edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.