MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Tapu İptal ve Tescil, AlacakTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.KARARDavacı vekili, taraflar arasında imzalanan 17.05.2011 tarihli sözleşmeye istinaden, davaya konu 2937 ada 21 parsel sayılı taşınmazın bila bedel müvekkili adına tescilini, mümkün olmadığı takdirde, davaya konu taşınmazın uzman bilirkişilerce belirlenecek değerinin yasal faizi ile birlikte müvekkiline ödenmesini talep etmiştir. Davalılar vekili, tapu iptal ve tescil talebi yönünden davanın reddini, bedel talebi yönünden ise davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, iptal ve tescile yönelik talebin reddine, taşınmaz bedeline yönelik talebin ise kısmen kabulü ile 290.000-TL'nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesi üzerine, hüküm, davacı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, tapu iptal ve tescil, mümkün olmaz ise bedel isteğine yöneliktir. 1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir. 2-Davaya konu sözleşmenin ikinci maddesinde; davalı ...'in dava konusu taşınmazın ipotek borçlarını ödeyeceği, ödemeler tamamlandıktan sonra üç iş günü içinde taşınmaz mülkiyetini davacıya devredeceği hususları hüküm altına alınmıştır. Her ne kadar mahkemece; davacıya ödenmesi gereken bedelin sözleşme tarihindeki bedel olması gerektiği, aksi takdirde dava açmakta geciken davacının kusurunun davalıya yükletilmesi sonucu doğacağı gerekçesi ile davaya konu taşınmazın sözleşme tarihindeki bedeline hükmedilmiş ise de, sözleşmede açıkça, taşınmazın devrinin ipotek borcu bittikten sonra üç iş günü içinde yapılacağının kararlaştırılmış olması ve yine dosya arasında bulunan 21.11.2012 tarihli ipotek fek yazısından, ipoteğin fekkinin 21.11.2012 tarihinde talep edilmiş olduğunun anlaşılmış olması karşısında, davacının 18.12.2012 tarihinde açmış olduğu davada herhangi bir gecikmesinin bulunmadığı gözönünde bulundurularak taşınmazın dava tarihindeki değeri üzerinden kabul kararı verilmesi gerekirken, yazılı ve yerinde olmayan gerekçeler ile sözleşme tarihindeki değerinin hüküm altına alınması doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan kararın (2) nolu bentte açıklanan nedenle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının (1) nolu bent uyarınca reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.