MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesat TespitiTaraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davalılar-birleşen dosya davacıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü. KARARAsıl davada davacı vekili davaya konu 49, 86 ve 212 parseller üzerindeki bir kısım muhdesatın vekili edeni tarafından meydana getirildiği iddiası ile tespit talebinde bulunmuş, birleşen davada da davacılar vekili aynı parseller üzerindeki muhdesatlarla ilgili söz konusu muhdesatların vekil edenleri tarafından meydana getirildiği iddiası ile tespit talebinde bulunmuştur. Mahkemece asıl ve birleşen davalarda kısmen kabul kararı verilmesi üzerine, hüküm, davalılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir. Dava, muhdesat tespiti isteğine yöneliktir. 1-Asıl davada davacı vekili, dava dilekçesi ile; davaya konu 49 parsel üzerindeki ev ve dam ile 15 adet fıstık çamının, 86 parsel üzerindeki 30 adet zeytin ağacı ile sayısını belirtmediği fıstık ağaçlarının vekil edeni tarafından meydana getirildiğini ileri sürerek vekil edenine aidiyetinin tespit edilmesini talep etmiş, 21.11.2011 tarihli yargılama oturumunda talebini genişleterek 49 ve 86 parseller üzerindeki tüm ağaçların vekil edeni tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesini istemiştir. Davalılar vekili aynı oturumda, davacı vekilinin beyanlarının iddianın genişletilmesi niteliğinde olduğunu beyan ederek bu duruma muvafakatlarının bulunmadığını bildirmiştir. Dava 1086 sayılı H.U.M.K'nun yürürlükte bulunduğu 03.03.2010 tarihinde açılmıştır. Sözkonusu yasaya ve Yargıtayın yerleşik uygulamalarına göre, talebin genişletilmesine davalı tarafın derhal ve açıkça karşı koymaması durumunda zımni (örtülü) muvafakat (izin) verildiğinin kabulü gerekir. Davacı vekilinin, belirlenen tarihteki talep genişletmesine, davalı tarafça derhal ve açıkça karşı konulmuş olup, sonrasında davacı tarafça usulüne uygun olarak harcı yatırılmak suretiyle yapılmış bir ıslah işlemi de bulunmamaktadır. Buna göre mahkemece, dava dilekçesinde belirtilen talep miktarı gözönünde bulundurularak hüküm kurulması gerekirken talep aşılarak yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. 2-Ayrıca, dosya içeriğine, toplanan delillere, tanık beyanlarına göre hüküm altına alınan muhdesatlar, davacı ... ile birlikte ölü eşi ... tarafından birlikte meydana getirilmiştir. Dosya içerisinde bulunan....'e ait veraset belgesine göre... aynı zamanda davalılardan ...'in de miras bırakanıdır. Dava konusu muhdesatın, davacı ... ile birlikte ölü eşi ... tarafından meydana getirildiğinin tespitinde, davalılardan ...'in de menfaati bulunduğundan, bu yönde tespit kararı verilmesi gerekirken, muhdesatların ... tarafından meydana getirildiğinin tespitine karar verilmesi doğru bulunmamıştır. SONUÇ: Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulü ile Yerel Mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde iadesine 06.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.