Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1063 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 20326 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Çerkeş Asliye Hukuk MahkemesiTARİHİ : 23/12/2010NUMARASI : 2010/137-2010/183Ş.. Ö.. ile Hazine ve D.. K.. aralarındaki tescil davasının kabulüne dair Çerkeş Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 23.12.2010 gün ve 137/183 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davalı Hazine temsilcisi tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü: K A R A RDavacı, 109 ada 41 parselin yanında bulunan, kadastro çalışmalarında yol olarak tespit dışı bırakılan keşifte gösterilecek alanın, yol ile ilgisi olmadığını ileri sürerek 109 ada 41 parsel sayılı taşınmazına dahil edilmesine karar verilmesini istemiştir.Davalı Hazine temsilcisi ile davalı D.. K.. temsilcisi, ayrı ayrı davanın reddine karar verilmesini savunmuşlardır.Mahkemece, davanın kabulüne, haritada yol olarak yer alan teknik bilirkişinin 17/06/2010 tarihli raporunda kırmızı renkle boyalı A harfi ile gösterilen 48,57 m2'lik kısmın iptali ile D. Köyü Köyönü mevkii 109 ada 41 parsel sayılı taşınmaza bahçe niteliği ile dahil edilmesine karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.Dava, muristen intikal ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki sebeplerine dayalı olarak TMK'nun 713/1 ve 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 14 ve 17. maddeleri gereğince açılan tescil isteğine ilişkindir.Dosya kapsamı ve toplanan delillere göre; dava konusu taşınmazın bitişiğinde bulunan ve davacı tarafça dava konusu yerin dahil edilmesinin istendiği 109 ada 41 nolu parsel, müşterek mülkiyet hükümleri uyarınca 1/3'er hisse ile davacı Ş.. Ö.. ve dava dışı S. Ö. ile F. Ö. adına tapuda kayıtlıdır.6100 sayılı HMK'nın 24. maddesi "Hâkim, iki taraftan birinin talebi olmaksızın, kendiliğinden bir davayı inceleyemez ve karara bağlayamaz. Kanunda açıkça belirtilmedikçe, hiç kimse kendi lehine olan davayı açmaya veya hakkını talep etmeye zorlanamaz. Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri dava konusu hakkında, dava açıldıktan sonra da tasarruf yetkisi devam eder." hükmünde tasarruf ilkesi düzenlenmektedir. Eldeki davada; davacı, nizalı tespit dışı bırakılan taşınmazın 109 ada 41 nolu parsele dahil edilerek tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir. Davacının istemiyle ilgili olarak 109 ada 41 parsel sayılı taşınmazın müşterek malikleri S. Ö. ve F. Ö.'ün açtığı bir dava bulunmamaktadır. Buna rağmen nizalı yerin 109 ada 41 parsele eklenerek tapuya tesciline karar verilmesi açıklanan tasarruf ilkesine aykırı olup bozma sebebidir.Kabule göre de; hüküm kısmında yolun iptaline karar verilmiş olması da doğru değildir. Şöyle ki, dava konusu yol olarak tespit dışı bırakılan taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenmediği gibi tapuya tescili de bulunmamaktadır. Tapuda kayıtlı olmayan nizalı taşınmaz hakkında, Mahkece hükümde "yolun iptaline" denilerek mevcut olmayan bir tapu kaydının iptaline karar verilmesi doğru olmamıştır. Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK'nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK'nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.