Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1055 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 14914 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR4857 Sayılı İş Kanunu'nun 36/3 maddesi gereğince, anılan kanun maddesinin birinci fıkrasında belirtilen müteahhitlerin bu işverenlerdeki her çeşit teminat ve hak edişleri üzerinden yapılacak her türlü devir ve el değiştirme işlemleri veya haciz veya icra takibi bu işte çalışan işçilerin ücret alacaklarını karşılayacak kısım ayrıldıktan sonra kalan kısım üzerinde hüküm ifade eder.Başbakanlık Toplu Konut İdaresi Başkanlığı, 89/1 haciz ihbarnamesine verdiği cevabın ilk üç paragrafında “borçlu şirketin, haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle doğmuş bir istihkak alacağının olmadığını” belirtip dilekçenin sonunda “itirazen bilgilerinizi rica ederim” şeklinde beyanda bulunmuş olmakla 89/1 haciz ihbarnamesine itiraz etmiştir. Yine aynı dilekçe ile ....'nin “...Haciz ihbarnamenizin idaremize intikal ettiği tarih itibariyle adı geçen yüklenicinin idaremiz nezdinde tahakkuk eden istihkak alacağı bulunmamaktadır. Yüklenicinin dosyanız üzerinde takip edilen borcu...'nin yukarıda bahsedilen işleri sonucunda doğması muhtemel alacaklarından ödenmek üzere 4857 sayılı İş Kanunu'nun 'kamu makamlarının ve asıl işverenlerin hak edişlerinden ücret kesme yükümlülüğü' başlıklı 36. maddesinin, üç aylık işçi ücret alacaklarının firma hak edişlerinden tahakkuk aşamasında kesilmesini düzenlemesi sebebiyle bu madde kapsamına girmesi ve İİK'nun hacze iştirak derecelerinin teşkili' başlıklı 100. maddesi '...2. Yukarıdaki fıkrada yazılı tarihlerden önce açılmış bir dava üzerinden alınan ilama...' dayalı olması nedeniyle imtiyazlı işçi alacağı sıralama talebiniz değerlendirilerek idaremiz nezdinde takibe konan ilamlı ve ilamsız ihbarnamelerin idaremize intikal tarihi dikkate alınarak düzenlenen takipli borçlar sıralama tablosuna öncelikli olarak alınmıştır.” şeklindeki beyanları ise anılan yasa kapsamında kendisinin müşterek sorumluluğundan bahisle gönderdiği bir para olduğunu ortaya koyduğundan şikayete konu miktarların alacaklıya ödenmesi gerektiğinin kabulü gerekir. Her ne kadar ...'nin icra Mahkemesine yargılama aşamasında gönderdiği 20.02.2012 tarihli yazıda hak edişlerin farklı işlerden kaynaklandığı belirtilmiş ise de, haciz ihbarnamesine verilen cevap tarihi itibariyle henüz bir hak ediş doğmadığı halde kesintinin yapılacağının belirtilmesi karşısında bu beyanın sonuca etkisine bulunmamaktadır. Bu durumda, İcra Müdürünün sıra cetveli yapılması gerektiği hususundaki kararında isabet bulunmadığından şikayetin kabulü yerine yazılı gerekçeyle reddi isabetsizdir.Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK.nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK.nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 31.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.