Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1049 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13428 - Esas Yıl 2012





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARAlacaklı tarafından borçlu şirket aleyhinde....İş Mahkemesi'nce verilen 2008/545-2012/158 sayılı ilama dayanılarak ilamların icrası yolu ile takip başlatıldığı ve borçluya örnek 4-5 numaralı icra emrinin tebliğ edildiği görülmektedir. Borçlu işveren şirket İcra Mahkemesine başvurusunda özetle, ilamda alacağın brüt olarak hüküm altına alındığını, işveren olarak kendilerinin bu ücretlerden ilgili yerlere yatırmak zorunda oldukları gelir ve damga vergisi ile bazı yasal kesintiler bulunduğundan tazminatlar ile diğer ücret alacaklarının net olarak belirlenmesi ve talep edilmesi gerektiğini, bu miktarlar değişince asıl alacaklara işletilmiş faiz miktarlarının da değişeceğini, kötüniyetli olarak fazla ve fahiş işlemiş faiz istendiğini belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece ilamda brüt teşvik prim alacağının dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verildiğine göre, ilamın infaz edilecek hüküm kısmının yorum yoluyla değiştirilemeyeceğinden bahisle bilirkişi tarafından brüt alacak üzerinden yapılan (a) şıkkındaki hesaplamaya itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Gelir Vergisi Kanunu'nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri hükümleri gereğince işveren nakden veya hesaplama yaptığı sırada ödenecek miktar üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben kesinti yapmaya mecburdur. 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 8. maddesine göre borçlu işveren, vergi sorumlusu alacaklı, işçi de vergi mükellefidir. Takip konusu olan alacakların dayanak ilamda brüt olarak hesaplandığı belirtildiğinden verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlu idarenin ilamda yazılı alacaklarda “vergi sorumlusu” sıfatı ile gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemeye zorunlu olduğu miktarlarda kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulması mümkün olacaktır (HGK.nun 27.06.1984 tarih ve 12-280/752 sayılı kararı). Takip dayanağı ilam içeriği ile ilgili yasal düzenlemeler nazara alındığında, işverence işçiye ödenen ücretin ödenmesi sırasında, işçinin mükellefi olduğu gelir ve damga vergisi ile sigorta prim borçlarının kaynaktan yatırılması kuralı gereğince işverence ödemeler sırasında kesilerek ilgili kurumlara yatırılması zorunludur. İşverence eksik ödenen ücretin ilamla brüt olarak tespit edilmiş olması halinde de, işverence ödeme hangi tarihte yapılması gerekiyor ise, o tarihte ödenecek miktar matrah alınacak ve yine o tarihteki oranlar uygulanacaktır. İlamla belirlenen toplam alacak matrah alınarak ve takibe konulduğu tarihteki oranlar nazara alınarak hesaplama yapılamaz.Bu durumda Mahkemece yukarıda belirtilen ilkelere göre net miktarlar üzerinden düzenlenen bilirkişi raporu ile sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde brüt miktarları esas alan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulması isabetsizdir. Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 31.1.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.