Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1047 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 13517 - Esas Yıl 2012
MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:K A R A RKural olarak 3. kişi nezdinde mevcut bir alacağın haczi mümkün olup, ileride doğacak muhtemel bir hakkın haczi mümkün değildir. Bu nedenle İİK'nun 89. maddesi gereğince 3. şahsa, borçlunun nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczini şeklinde haciz ihbarnamesinin çıkarılması halinde 3. şahsın sorumluluğu haciz müzekkeresinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut durumla (fiili durumla) sınırlı olacağından ileride doğacak, doğması muhtemel bir hakkın bu aşamada 3.şahısça net olarak bilinmesi mümkün olmadığından bu şekilde çıkarılan haciz ihbarnamesi yukarıda açıklanan nedenle muhtemel alacaklar açısından sonuç doğurmaz.Ancak, müstakbel (beklenen veya doğacak) alacaklar için haciz ihbarnamesi gönderilebilmesi 3. kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arz eden bir alacağın bulunduğu hallerde 3. kişiye İİK'nun 89. maddesine g??re haciz ihbarnamesi gönderilebilir.Somut olayda, Mahkemece yargılama sırasında alınan bilirkişi raporunda, şikayetçi borçlunun İcra Müdürlüğüne verdiği 22.06.2011 tarihli dilekçesinde belirttiği 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen şirket ve kurumlara ilişkin olarak “.....Bankası,.... Bankası,..... yönünden devamlılık arz eden veya müstakbel bir alacak bulunmadığından” şeklinde değerlendirme yapıldığı görülmekle, bunlara dair yukarıda açıklanan şekilde bir ilişkinin varlığı ispat edilememiştir. O halde Mahkemece; kendilerine 89/1 haciz ihbarnamesi gönderilen bu 3. şahıslar yönünden haciz ihbarnamelerinin doğacak haklarla ilgili haciz kısmının iptaline ve şikayetinin bu şirket ve kurumlar yönünden kabulüne karar verilmesi gerekirken tümden reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 31.01.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.