Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10378 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 10080 - Esas Yıl 2016





MAHKEMESİ :Asliye Hukuk MahkemesiDAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti... ile ... ve müşterekleri aralarındaki muhdesatın tespiti davasının reddine dair... 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nden verilen 30.11.2012 gün ve 271/903 sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı vekili, tarafların tapuda paydaş olduğu 390 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binalardan 260 m2 yüzölçümlü tek katlı olan binanın davacı tarafından yapıldığını açıklayarak bu hususun tespitine karar verilmesini istemiştir.Davalılardan ... ile ..., binanın muris ...tarafından yapıldığını belirterek davanın reddini savunmuş, diğer davalılar cevap vermemiştir.Mahkemece, dava konusu binanın kayıt maliklerinden... tarafından yapıldığı, davacı tarafından yapıldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Dava, ortaklığın giderilmesi davasına konu taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacı tarafından yapıldığının tespiti istemine ilişkindir. Taşınmaz üzerindeki muhdesatın tespiti davaları kendine özgü davalardan olup, dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun sonucu olarak bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Muhdesatın tespiti davalarında muhdesatın davacı tarafça meydana getirildiğini açıkça kabul ederek uyuşmazlık çıkarmayanlar dışında kalan ve muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazda paydaş olan diğer tüm tapu kayıt maliklerinin veya mirasçılarının davada taraf olmaları zorunludur. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dava konusu muhdesatın üzerinde yer aldığı 390 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapuda taraflar ve davacı ile bir kısım davalıların murisi ... adına kayıtlı olduğu, kayıt maliklerinden...'in ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat konusunda açık kabulünün bulunmadığı (hiç beyanı yok), buna rağmen bu kişiye husumet yöneltilmediği, dolayısıyla taraf teşkilinin sağlanamadığı anlaşılmaktadır. Yukarıda açıklandığı üzere dava açılırken taraf teşkili sağlanmamış ise de; davanın mahiyeti gereği ortaklığın giderilmesi davasında muhdesat iddiasını açıkça kabul edenler dışında kalan tapu kayıt malikleri arasında zorunlu dava arkadaşlığının bulunduğu gözetilerek taraf teşkilinin sağlanması konusunda davacı tarafa süre ve imkan tanınması gerekirken, mahkemece bu husus dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun olmamıştır.SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK'nın Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'un 440/I. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine 13.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.