Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10374 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19445 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : İstanbul 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 09/07/2013NUMARASI : 2012/520-2013/608Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Alacaklı tarafından borçlular aleyhine, ipotek akit tabloları, genel kredi sözleşmesi ve hesap katı ihtarına dayalı olarak, ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip başlatılmış olup borçluların ihtarnameye yasal 8 gün içinde itiraz ettiklerini, icra emri gönderilemeyeceğini beyanla, icra emrinin iptali istemi ile İstanbul 5. İcra Mahkemesi'nin 2009/4253 Esasında ve yine aynı Mahkeme'nin 2009/4229 Esasında kayıtlı iki ayrı dava açtığı, Mahkemece davaların birleştirilerek görüldüğü, neticede davanın kısmen kabul edilerek takibin birinci derecede TL cinsinden kurulan 2.250.000,00 TL ipotek yönünden iptaline, diğer tüm taleplerin reddine karar verildiği anlaşılmıştır. Karar, Yargıtay 12.Hukuk Dairesi tarafından, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmediği belirtilerek, birleştirilen her dava için ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiğinden bahisle bozulmuş; Mahkemece bozmaya uyularak verilen kararda, önceki kararın Yargıtay'ca usulden bozulmuş olduğu belirtilerek asıl dava ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı “takibin birinci derecede TL cinsinden kurulan 2.250.000 TL ipotek yönünden iptaline, kalan kısım üzerinden devamına” karar verilmiştir.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi'nin anılan bozma kararında, sair temyiz nedenlerinin incelenmediği belirtilmiş olduğuna göre esasa ilişkin hususlar kesinleşmemiştir. Mahkemece bozmadan önce alınan bilirkişi raporu ve ek rapor ile somut olayda “toplam ipotek limiti 2.250.000 TL+ 2.000.000 Euro olup ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan icra takibinde talep edilebilecek alacak miktarı 2.250.000 TL+borcun fiilen ödendiği veya ipotekli taşınmazın satış tarihindeki TCMB Euro efektif satış kuru üzerinden 2.000.000 Euro bedelli ipoteğin TL karşılığı toplamı ile sınırlı olduğu” belirtilmiştir. Bozmadan sonra alınan ikinci ek raporda ise, birinci ek rapor ve kök rapordaki tespit ve değerlendirmelerde herhangi bir değişiklik olmadığı belirtildiği gibi, ipoteğin limit ipoteği olduğu, bu nedenle alacağın muayyenlik ilkesinin somut olayda uygulanmasının mümkün olmadığı belirtilmiştir. TMK'nun 851.maddesine göre yabancı para üzerinden kurulan ipoteğin paraya çevrileceği tarihteki kurdan TL karşılığının belirlenmesi talebinde yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır. Alacaklı, Euro cinsinden alacağını bildirerek ihtarda bulunmuş ve icra takibi başlatmıştır. Kaldı ki, alacaklının yabancı para cinsinden doğan alacağın takip tarihindeki kurdan TL'sına çevirerek isteyebilmesi TBK'nun 99. maddesi gereği kendisine verilmiş seçimlik hakkın kullanılması olup yapılan takipte ilama ve kamu düzenine aykırı durum bulunmamaktadır. İcra emrinde TBK'nun 99. maddesine göre istemde de bulunulduğundan alacak muayyendir. Bu durumda, mahkemece bilirkişi raporu doğrultusunda karar verilmesi gerekirken yabancı para ile kurulan ipotek alacağının TL cinsinden istenemeyeceği gerekçesiyle 2.250.000 TL. ipotek yönünden takibin iptaline karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 22.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.