Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10351 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 19408 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Düzce İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 03/04/2013NUMARASI : 2013/110-2013/161Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu hakkında noterde düzenlenen 12.01.2011 tarihli tahliye taahhütnamesine dayalı olarak ilamlı takip başlatılmıştır. Borçlu İcra Mahkemesi'ne başvurusunda takip konusu yerin tahliyesi için tanınan sürenin yetersiz olduğunu ileri sürerek bu sürenin bilirkişi aracılığı ile belirlenmesini talep etmiştir. Mahkemece istem reddedilmiştir. İİK'nun 38. maddesinde: "Mahkeme huzurunda yapılan sulhler, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler, ilamların icrası hakkındaki hükümlere tabidir" düzenlemesine yer verilmiştir. Maddeden de anlaşılacağı üzere para borcu ikrarını içeren düzenleme şeklindeki noter senetleri ilam niteliğindedir. Ancak bu senetlerin ilam sayılabilmeleri öncelikle noterden düzenleme şeklinde yapılması ve kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi koşuluna bağlıdır. Somut olayda ilamlı takibe dayanak yapılan tahliye taahhütnamesi İİK'nun 38. maddede yazılı ilam niteliğinde belge mahiyetinde değildir. Anılan Yasal düzenlemeye göre bu belge ile ilamların icra yolu ile ilamlı takip yapılamaz. İlamlı takip yolu ile yapılan 25.03.2013 tarihli infaz işleminin uygulama yeri bulunmadığından iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 22.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.