Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 10127 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 2051 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :Aile MahkemesiDAVA TÜRÜ : Katılma Alacağı... ile ... aralarındaki katılma alacağı davasının kısmen kabulüne, dair ... 7. Aile Mahkemesi'nden verilen ... sayılı hükmün Yargıtay'ca incelenmesi davacı vekili ve davalı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:KARARDavacı ... vekili boşanma dava dilekçesi ile birlikte, evlilik birliği içerisinde 01.01.2002 tarihinden sonra edinilen mallarda müvekkilin katkı alacağının faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir. Talebin tefriki ile yürütülen yargılamada davacı taraf 16.04.2012 tarihli sundukları dilekçede fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmak suretiyle davaya konu ... parsel 30 nolu mesken yönünden 13.500.00 TL, 261 ada ... nolu mesken yönünden 1.000.00 TL, ... Bankasından davacı adına çekilen ancak davacının yazılı talimatı ile bankadan davalı tarafından alınan ve davacıya teslim edilmeyen banka kredisi yönünden 17.000.00 TL'nin davalıdan tahsili şeklinde taleplerini açıklamıştır.Davalı vekili, 9 nolu meskenin evlilik birliği içerisinde edinilmediği ve dolayısıyla tasfiyeye konu olamayacağını 30 nolu meskenin alımında davalı adına çekilen kredinin kullanıldığı ve ödemelerin davalı tarafından yapıldığını davacının katkısı bulunmadığını, ... banktan davacının talimatıyla çekilen paranın ise aynı gün akşam davacıya teslim edildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.Mahkemece, 9 nolu mesken yönünden talebin yerinde olmadığı yönünde tam bir vicdani kanaat oluştuğu gerekçesiyle istemin reddine, 30 nolu mesken yönünden ise talebin kısmen kabulü ile 8.721,00 TL alacağın davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin ise reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davacı ve davalı vekillerinin 30 nolu meskene yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarına gelince:a- Davaya konu ... ilindeki 9 nolu mesken yönünden dosyada mevcut tapu ve nüfus kayıtlarının incelenmesinden, bağımsız bölümün 05.07.2006 tarihinde satış yolu davalı adına tescil edildiği, tarafların evlilik tarihinin 30.07.2009 olduğu ve dolayısıyla edinme tarihi itibariyle tarafların evli olmadığı anlaşılmaktadır.-//-Mahkemece, talebin Aile Hukuku'ndan kaynaklanan uyuşmazlık olarak nitelendirilip esastan reddine karar verilmesi hatalıdır. Talep, genel hükümlere dayalı olarak alacak niteliğinde olup, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin bulunmadığından, anılan istek bakımından 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi uyarınca Aile Mahkemesi görevli bulunmamaktadır, (uyuşmazlık 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun ikinci kitabından üçüncü kısım hariç olmak üzere aile hukukundan (TMK.nun m.1 18-395) kaynaklanmadığından Görev, kamu düzenine ilişkin olup mahkemece yargılamanın her aşamasında kendiliğinden dikkate alınması gerekir. Mahkemece, dava dilekçesinin görev yönünden reddine, bu istekle ilgili davanın görevli ve yetkili genel mahkemeye gönderilmesine (tefrik edilerek yeni esas ile) karar verilmesi gerekirken işin esasına girilerek hüküm kurulması doğru değildir.b- Davacı vekilinin ... Banktan çekilen krediye ilişkin temyiz itirazlarına gelince;HMK 297/1-c maddesi uyarınca "Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri." hüküm kısmında bulunması gerekmektedir.Tasfiyeye konu ihtiyaç kredisi evlilik birliği içerisinde 10.03.2011 tarihinde davacı adına çekilmiş olup, davacının yazılı talimatı üzerine paranın davalı tarafından bankadan alındığı hususunda taraflar arasında ihtilaf bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davalının parayı davacıya iade edip etmediği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece, hüküm fıkrasında "fazlaya ilişkin talebin reddine" şeklinde karar verilmiş ise de gerekçe kısmında ilgili talep hakkında bir değerlendirme bulunmamakta, talebin hangi gerekçe ile reddedildiği anlaşılmamaktadır. Bu durum yukarıda ifade edilen HMK 297/1-c maddesine aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2-a) ve (2-b) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, davalı vekilinin tüm ve davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1). bentte gösterilen nedenle reddine, taraflarca HUMK'nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 401,50 TL peşin harcın istek halinde davacıya, 25,20 TL peşin harcın da istek halinde davalıya iadesine 09.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.