Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10069 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 18831 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Ankara 15. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 06/06/2013NUMARASI : 2013/63-2013/491Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davalı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR1-İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK'nun 438. ve İİK'nun 366.maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendiğinde; 2- Borçlunun ilamda belirtilen ödemenin mahsup edilmeden takibin başlatıldığı ve fazla talepte bulunulduğundan bahisle icra emrinin düzeltilmesi talebi üzerine, mahkemece, ödenenin takip dosyasında infaz sırasında mahsup edileceğinden istemin reddine karar verilmiştir. Hükmün temyizi üzerine Dairemizce, bu ödemenin mahsup edilerek takibin başlatılması gerektiği belirtilerek bozulduğu, mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılamada alınan bilirkişi raporu doğrultusunda takibin ve icra emrinin düzeltilmesine karar verildiği görülmektedir.. TBK'nun 100. maddesin de; ''Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.'' düzenlemesi mevcuttur. Hükme esas teşkil eden bilirkişi raporunda; ilamda belirtilen ödemenin asıl alacak miktarından düşülerek kalan asıl alacak miktarına ilamda belirlenen faiz başlangıç tarihinden takip tarihine kadar faiz işletilerek bakiye borcun hesap edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, Mahkemece, yukarıda belirtilen yasa hükmü nazara alınarak; ödeme tarihinden önce asıl alacak için faiz isteme hakkının doğduğu ve bu nedenle ödemenin öncelikle faizden ve masraflardan mahsup edilerek, bakiye asıl alacağa ödeme tarihinden takip tarihine kadar faiz hesap edilerek sonuca gidilmesi yerine, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3.maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 21.05.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.