Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1006 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13198 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ : Gaziantep 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 24/04/2013NUMARASI : 2013/228-2013/253Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARARİİK'nun 170.maddesinde; "İcra Mahkemesi, itirazın kabulüne karar vermesi halinde, senedi takibe koymada kötü niyeti veya ağır kusuru bulunduğu taktirde alacaklıyı senede dayanan takip konusu alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere tazminata ve alacağın yüzde onu oranında para cezasına mahkum eder. Alacaklı genel mahkemede dava açarsa, para cezasının tahsili dava sonuna kadar tehir olunur ve bu davayı kazanırsa hakkında verilmiş olan para cezası kalkar." düzenlemesi getirilmiştir.Somut olayda, İcra Mahkemesi'nce lehine icra tazminatı hükmedilen borçlu, bu ilama dayanarak alacaklısı aleyhinde ilamlı takip başlatmıştır. Bu takibin borçlusu (önceki takibin alacaklısı) genel mahkemede alacak davası açtığını bildirerek icra tazminatının tahsiline ilişkin takibin İİK'nun 170/son hükmünce durdurulmasını icra dairesinde talep etmiştir. İcra dairesince ilgili hükümde tazminatın tahsilinin durdurulacağına dair düzenleme bulunmadığından istemin reddine karar verilmiş, şikayet üzerine İcra Mahkemesi'nce, icra inkar tazminatı yönünden şikayetin reddine karar verilmiştir.Alacaklı tarafından genel mahkemede alacak davası açılması halinde kötü niyet tazminatının tahsilinin ertelenip ertelenmeyeceği hususunda yasal boşluk söz konusudur. Bu boşluktan hareketle yasa koyucunun Devletin alacağı olan % 10 oranındaki para cezasının tahsilinin alacak davasının açılması üzerine ertelenmesini hüküm altına alıp, aynı şekilde genel mahkemede alacak davası açan alacaklının ödemekle yükümlü olduğu tazminatın tehirini öngörmemiş olması kabul edilemez. Bu itibarla kötü niyet tazminatının tahsiline ilişkin takiple ilgili işlemlerin alacak davası sonuçlanıncaya kadar ertelenmesi hukuka uygundur. Bu nedenle şikayetin kabulü yerine para cezasının alacaklısı Hazine olup, bu konuda icra takibi, İcra Müdürlüğü kararı ve talep olmadığı halde, para cezası yönünden kabulüne, tazminat yönünden ise reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 23.01.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.