Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 10020 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 10196 - Esas Yıl 2014





MAHKEMESİ : Bakırköy 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 20/05/2013NUMARASI : 2013/594-2013/735Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacılar tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili, vekil edeni aleyhine ilamlı takip başlatıldığını, takibe konu ilamın kesinleşmediğini, kesinleşmeden icra edilemeyeceğini, bu nedenle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece, dayanak ilam dışındaki Bakırköy 7. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2000/1 Esas, 2003/197 Karar sayılı ilam ile taraflar arasındaki kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile ilgili fesih kararı verildiği, bu kararın kesinleşdiği, takibe dayanak ilamın ise imar durumuna ve projeye aykırı yapının yıkımına ve enkazın davacı yüklenicilere teslimine ilişkin olması nedeniyle, taşınmazın aynına ilişkin olmadığından kesinleşmeden takibe konulabileceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Hüküm; borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.İcra takibinin dayanağı olan Bakırköy 4. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 28.12.2012 tarih ve 2012/466 Esas, 2012/573 Karar sayılı ilamı ile ''davacıların binanın yıkımı talebinin kabulüne, tüm giderler davacı yükleniciler tarafından karşılanmak kaydıyla imar durumuna ve projeye aykırı olarak yapılan Bahçelievler İlçesi K. 2249 parsel sayılı taşınmazdaki binanın yıkılmasına ve enkazın davacı yüklenicilere teslimine" karar verildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık konusu binanın yıkılarak enkazın teslimine karar verilmiş olup, kal'e ilişkin davalar sonunda verilen kararların kesinleşmeden icrası ve daha sonra hükmün bozulması halinde telafisi imkansız zararlar meydana geleceği nazara alınarak, bu konuda verilen kararların kesinleşmeden icra edilemeyeceğinin kabulü gerekir. O halde, Mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 20.05.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.