Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 945 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 24968 - Esas Yıl 2012





Tebliğname No : 7 - 2010/333806MAHKEMESİ : Bakırköy 3. Çocuk MahkemesiTARİHİ : 29/06/2010NUMARASI : 2009/208 (E) ve 2010/755 (K)SUÇ : 5846 sayılı yasaya aykırılıkYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Sanığın yaşına göre, CMK'nun 185/1. maddesi uyarınca kapalı yapılması gereken bir kısım duruşmalar açık yapılmış ise de, telafisi mümkün olmadığından, bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,1-25.08.2009 tarihli suça ilişkin iddianameye konu dava yönünden; 5271 sayılı CMK'nun 147 ve 191. maddeleri uyarınca sanığın usulüne uygun şekilde sorgusu yapılmadan, savunma hakkı kısıtlanmak suretiyle, yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,2-20.05.2009 tarihli suça ilişkin iddianameye konu olay nedeniyle yaşları büyük olduğu anlaşılan M. Y.., O. Y.. ve Ş. B.. isimli şahıslar hakkında ayrı soruşturma yürütüldüğü anlaşılmakla, bu soruşturma dosyasının akibeti araştırlıp, dava açılmamış ise soruşturma evrakı, açılmış ise dava dosyası getirtilip, özeti duruşma tutanağına yazılarak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri bakımından önem arzettiğinden, delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinde dosyaların birleştirilmesi hususu düşünülmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şeklide hüküm kurulması,3-25.08.2009 tarihli suça ilişkin iddianameye konu olay nedeniyle yaşları büyük olduğu anlaşılan diğer şahıslar hakkında ayrı soruşturma yürütüldüğü anlaşılmakla, bu soruşturma dosyasının akibeti araştırlıp, dava açılmamış ise soruşturma evrakı, açılmış ise dava dosyası getirtilip, özeti duruşma tutanağına yazılarak, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri bakımından önem arzettiğinden, delillerin birlikte değerlendirilmesi gerektiğinde dosyaların birleştirilmesi hususu düşünülmeden, eksik araştırma sonucu yazılı şeklide hüküm kurulması, 4-Suç tarihlerinde 18 yaşını tamamlamadığı anlaşılan yaşı küçük sanık hakkında sosyal inceleme raporu alınmadığı gibi, alınmamasının gerekçesi de kararda gösterilmeyerek, 5395 sayılı Yasa'nın 35/3. maddesine muhalefet edilmesi,Kabul ve uygulamaya göre de;5-Her iki iddianmeye konu davalar yönünden; 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesinde düzenlenen "suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi" ve diğer objektif ve sübjektif koşulların varlığı halinde, CMK'nun 231/5 madde ve fıkrası gereğince, sanık hakkında aynı yasanın 231/6-c maddesi de değerlendirilerek tespit edilen söz konusu zararın giderilmesi durumunda hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebileceği anlaşılmaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 03.02.2009 tarih ve 2008/11-250 Esas, 2009/13 Karar sayılı kararında; "hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından biri olan zarardan kast edilen maddi zarar olup, bu zararın belirlenmesinde teknik bilgiye ihtiyaç duyulmayan hallerde hakim, kanaat verici basit bir araştırma yaparak zararı belirlemelidir." denilmektedir.Bu ilkeler çerçevesinde, her olaya özgü ayrı değerlendirme yapılarak, maddi zararın kanaat verici basit bir araştırma ile tespit edilebilmesi halinde zararın giderilmesi koşulundan bahsedilebileceği, somut olaylarda suçun işlenmesi ile ortaya çıkan ölçülebilir bir zarar bulunmadığı halde, zararın giderilmemiş (telif haklarının ödenmemiş) olması gerekçesine dayanılarak; yine herhangi bir olumsuz hali dosyaya yansımayan ve duruşma tutanakları ile tespit edilmeyen sanık hakkında, "kişilik özellikleri gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği konusunda kanaat oluşmaması" gerekçe gösterilerek, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,6-Her iki iddianmeye konu davalar yönünden, gün adli para cezası, paraya çevrilirken yasa maddesinin TCK'nun 52/2. maddesi yerine, yazılı şakilde yanlış gösterilmesi,7-5237 sayılı TCK'nda cezaların toplanmasına ilişkin düzenlemenin yer almaması, 5275 sayılı Yasa'nın 99/1. maddesinde ise "Bir kişi hakkında hükmolunan her bir ceza diğerinden bağımsızdır, varlıklarını ayrı ayrı korurlar." şeklindeki hükmün bulunması karşısında, cezaların toplanmasının mümkün olmadığı gözetilmeksizin, sanık hakkında hükmolunan iki ayrı para cezasının toplanması suretiyle tek bir para cezasına hükmedilmesi,Yasaya aykırı, sanık ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 27/01/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.