MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 5607 sayılı Kanuna MuhalefetHÜKÜM : Sanık ... hakkında hükümlülük, diğer sanık hakkında HAGB, müsadere nakil aracının iadesiYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;1-Katılan ... İdaresi’nin sanık ... hakkında kurulan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükmü ile suçta kullanılan nakil aracının müsaderesine yer olmadığına dair hükme yönelik temyiz incelemesinde;5271 sayılı CMK'nun 231/12 madde fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları itiraza tabi olup kararın temyizi olanaklı bulunmadığından ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları dava konusu eşyanın ve nakil aracının müsaderesi ya da iadesi kararlarını da kapsayacağından, katılan vekilinin dilekçesinin gereği mahallinde itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın incelenmeksizin iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2- Katılan ... İdaresi’nin sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz isteminin ve sanık ...'nun yüzüne karşı verilen kararda yasa yolu başvurusu için yapılan bildirimde "kararın açıklanması veya tebliğinden itibaren" denilmek suretiyle sanığın yanıltıldığı anlaşılmakla, sanığın 30/04/2013 tarihli temyiz isteğinin süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;24.11.2015 günlü 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, aynı maddenin 1. fıkrasının (c) bendinde yazılı sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet hakları ile vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan koşullu salıverilmesine, altsoyu dışında kalanlarla ilgili bu hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm tesisi,01.03.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5739 sayılı yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasa'nın 106. maddesinde 4 ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde adli para cezasının ödenmemesi durumunda 5275 sayılı yasanın 106/3. maddesi uyarınca hapse çevrileceğinin belirtilmesi,Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu husus yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 322. maddesi uyarınca; hüküm fıkrasından, 1- TCK'nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bendin hükümden çıkartılması, bunun yerine "Sanığın hapis cezası ertelendiğinden, 5237 sayılı TCK.nun 53/1-a,c,d bentlerinde belirtilen hakları kullanmaktan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, aynı Kanunun 53/1-c maddesinde yazılı kişisel hak yoksunluğunun, TCK.nun 53/3. maddesi uyarınca kendi altsoyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanmasına yer olmadığına" ibaresinin eklenmesi,2- "ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına" kısmının çıkartılması ve sair kısımların aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 13/02/2017 günü oybirliğiyle karar verildi.