MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 4926 sayılı kanuna muhalefetHÜKÜM : Sanıklar hakkında hükümlülükYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;1- Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 31/01/2012 gün ve 2011/7-465 Esas, 2012/11 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı yasanın 5 son maddesinde toplu kaçakçılık suçunun iki kişi tarafından işlenebileceğinin belirtilmiş olması karşısında, birlikte işledikleri fiilden dolayı eylemlerinin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilip buna göre sanıklara, suça konu eşyanın bağımsız bilirkişi tarafından tespit edilen CİF değeri üzerinden gümrük idaresine düzenlettirilen kaçak eşyaya mahsus tespit varakası sonucunda belirlenen toplam gümrüklenmiş değerin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması.2- İki kişiyle birlikte işlenen kaçakçılık suçu 5607 sayılı Kanuna göre toplu kaçakçılık suçunu oluşturmayıp münferit kaçakçılık suçuna vücut vereceği, 4926 sayılı yasaya göre ise toplu kaçakçılık suçunu oluşturduğu da dikkate alınarak, 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK'nun 50.maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31.03.2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun 3/2 ve ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,Yasaya aykırı olup, sanık ... müdafii ile sanık ...'nin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/03/2016 günü oybirliğiyle karar verildi.