4926 sayılı Kanun'a muhalefetten sanık Yasin hakkında yapılan duruşma sonunda: Hükümlülüğüne ve iadeye dair (Silopi Birinci Asliye Ceza Mah-kemesi)'nden verilen 14.04.2005 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi sanık müdafii ve katılan kurum temsilcisi tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 04.10.2006 tarihli tebliğnamesiyle Daireye verilmekle, dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:4926 sayılı Yasa'nın 34. maddesinin "Bu kanunda hürriyeti bağlayıcı ceza öngörülenler haricindeki suçları işleyenler, ilgili maddelerde belirtilen para cezalarının asgari haddini, soruşturma giderleri ile birlikte Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılacak tebligat tarihinden itibaren on gün içinde ödeyeceğini yazılı olarak bildirdiği ve otuz gün içinde merciine ödediği takdirde hakkında kamu davası açılamaz" hükmünü içerdiği, anılan Yasa'nın 3l/son maddesinde ise "ölüm, af, 34. maddeye göre ödeme veya zamanaşımı sebebiyle sanık hakkındaki ceza soruşturma veya kovuşturmanın devamına olanak kalmayan hallerde, Cumhuriyet Savcısı veya ilgili idare dava konusu eşyanın zoralımını görevli mahkemeden talep eder. Görevli mahkemece, suç konusu olduğu belirlenen eşyanın zoralımına, suç konusu olmayan eşyanın iadesine Ceza Muhakemeleri Usulü Kanunu'nun 392 ve sonraki maddelerinde öngörülen usul dairesinde karar verilir" hükmünün getirildiği ve bu kanunda zoralımı öngörülen eşyanın zoralımının yapılamaması halinde, ayrıca eşyanın gümrüklenmiş değeri kadar daha para cezasının ilgili maddesindeki para cezasını içeren ödeme önerisine ekleneceğine ilişkin yasal bir düzenleme de bulunmadığı halde, Cumhuriyet Savcılığı'nca ele geçmeyen eşyanın gümrüklenmiş değerinin cezaya ilavesi suretiyle fazla miktar üzerinden tebliğ edilen ödeme önerisinin usulüne uygun bulunmadığı gözetilerek, 4926 sayılı Yasa'nın 34. maddesindeki açıklık karşısında, hazırlıkta gümrük idaresince belirlenen gümrüklenmiş değer üzerinden sanığa yeniden usulüne uygun olarak ödeme önerisi tebliğ edilip, sonucuna göre hukuki durumunun değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması,Yasaya aykırı, sanık müdafii ye katılan kurum temsilcisinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, sair yönleri incelenmeyen hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi uyarınca (BOZULMASINA), 19.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.