Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5546 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 13770 - Esas Yıl 2013





Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,1-Zimmetin, banka içi kayıtların olağan bir denetimi, araştırma ve karşılaştırılması suretiyle kesin bir biçimde ortaya çıkarılabilecek durumda olması halinde basit olarak nitelendirilmesi mümkün olup;Ayrıca,Tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde fiilin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından;Tediye fişleri bulunamamış ya da bulunan tediye fişlerinde mudi imzası yok ise, eylem basit zimmet,Mudiyi yanıltarak veya kandırılarak imzalatılan boş bir tediye fişini kullanılıp, mudinin bilgi ve talimatı olmaksızın hesabından para çekilerek mal edinilmiş ise, eylem nitelikli zimmet,Tediye fişine mudi yerine sahte imzalar atılmak suretiyle gerçekleştirilen işlemler ile ilgili olarak, fişler üzerindeki sahte imzaların ilk bakışta ve basit bir inceleme ile sahteliğinin anlaşılması halinde eylem basit zimmet, sahteciliğin aldatıcılık özelliğinin bulunması halinde ise eylem nitelikli zimmet suçunu oluşturacaktır.Yukarıda bahsedilen hususlar dikkate alındığında, sanığın diğer eylemleri basit zimmet kapsamında kalmakta ise de, ele geçen sahte imzalı tediye fişleri kullanılarak banka parasının zimmete geçirilmesinde eylemin, basit ya da nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmayacağının değerlendirilmesi bakımından, mudilere ait hesap kartonetlerinde bulunan imzalarla, mudiler adına sahte olarak atılan fişlerdeki imzalar karşılaştırılıp, aldatma kabiliyetinin bulunup bulunmadığının mahkemece saptanması, işlemlerin çokluğu ve duraksama halinde mahkemeye yardımcı olma ve aydınlatma bakımından bankacılık işlemleri konusunda uzman bir bilirkişinin görüşüne başvurulup, sahte imzalı fişlere ilişkin olarak, her bir işlem bakımından duraksamaya yer bırakmayacak şekilde, eylemlerin ayrı ayrı basit ya da nitelikli zimmet olup olmadıkları tespit edilerek, sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken, eksik araştırma ve inceleme sonucu ve yine denetime imkan sağlayacak şekilde ve yeterli gerekçe gösterilmeksizin sanığın tüm eylemlerinin nitelikli zimmet kapsamında kaldığı kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulması,2-CMK.nun 232/2-d maddesi hükmüne aykırı olarak, sanığın tutuklu kaldığı sürenin karar başlığında gösterilmemesi,Kabul ve uygulamaya göre de,3-Sanığın nitelikli zimmet suçundan cezalandırılması halinde, adli para cezasının tayini yönünden 5411 sayılı Yasa'nın 160/2.maddesinde yer alan "hükmolunacak adli para cezası miktarının bankanın uğradığı zararın üç katından az olamayacağına" ilişkin düzenleme uyarınca, üç kat uygulamasında nitelikli zimmet kapsamında değerlendirilen eylemler nedeniyle oluşan ve tazmin edilmeyen toplam zarar miktarının dikkate alınacağı ve zararın bulunmaması halinde ise sadece gün adli para cezası tayin edilerek anılan maddedeki üç kat uygulamasının yapılamayacağı, banka zararının tamamının soruşturmadan önce ödendiği hususları gözetilerek, gün adli para cezası verilmesi ile yetinilmesi gerekirken adli para cezası banka zararının üç katı üzerinden belirlenerek, sanık hakkında fazla miktarda adli para cezasına hükmedilmesi,4-Teselsüle ilişkin 765 sayılı TCK.nun 80.maddesinde öngörülen artırım oranlarının 5237 sayılı TCK.nun 43.maddesinde öngörülen artırım oranlarından daha lehe olduğu gözetilerek, 5237 sayılı TCK.nun 7/2.maddesi dikkate alınarak, eyleme 5411 sayılı Yasa hükümleri ile birlikte 765 sayılı TCK hükümlerinin uygulanmasının daha lehe olacağı hususunun düşünülmemesi,Yasaya aykırı, O yer Cumhuriyet Savcısı, katılan vekili ile sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.03.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.