Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 25362 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 3114 - Esas Yıl 2013
MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 4926 sayılı kanuna muhalefetHÜKÜM : Sanığın hükümlülüğüne, müsadereyeYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,1-İbraz edilen sevk irsaliyesi dava konusu eşyanın kaçak olup olmadığını kesin olarak ortaya koyan bir belge olarak nitelendirilemeyecek ise de, 21.10.2005 tarihli keşifte beyanına başvurulan esnaf bilirkişi, dava konusu şekerlerin Türk malı olduğu yönünde mütalaada bulunduğu halde, eşyanın menşeini ortaya koymaya elverişli başkaca bir araştırma da yapılmaksızın, bozma öncesi verilen kararın gerekçe kısmına atıf yapan temyiz incelemesine konu 09.12.2010 tarihli kararda herhangi bir gerekçe gösterilmeden; bozma öncesi verilen 10.05.2006 tarihli kararda ise "Keşif neticesinde alınan bilirkişi beyanına göre suça konu şekerlerin Türk şekeri olduğu tespit edilmiş ise de mahkememizde davası devam etmekte olan birçok dosyada gerek şeker fabrikaları gerekse TSE kurumundan alınan raporlara göre toz şekerlerin menşeinin tespitinin mümkün olmadığı bilinmektedir." şeklindeki somut olaya özgü olmayan gerekçeye dayanılmak suretiyle ve eksik araştırma sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabul ve uygulamaya göre de;2-Davanın niteliğine uygun düşmeyecek şeklide, bilirkişi tarafından tespit edilen dava konusu eşyanın FOB değerine göre gümrüklenmiş değer hesap ettirilerek, bu değer esas alınmak suretiyle sanığa ön-ödeme önerisinde bulunulduğu anlaşılmakla, dava konusu eşya konusunda uzman bilirkişiye incelettirilip bu kez CİF değerinin belirlenmesi ve bu miktar üzerinden gümrük idaresine gümrüklenmiş değer hesaplattırılarak, sanığa yeniden ön-ödeme önerisi tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği hususunun düşünülmemesi,3-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK'nun 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı Yasa'nın sanık lehine olabileceği gözetilerek; Olaya, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu'nun ilgili bütün hükümleri uygulanarak, elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Yasa'nın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 23/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.