Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 24796 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 4961 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ :Asliye Ceza MahkemesiSUÇ : 4926 sayılı yasaya aykırılıkHÜKÜM : Hükümlülük ve müsadereYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;4926 sayılı yasa nedeniyle tayin edilen tazmini nitelikte adli para cezasının taksite bölünemeyeceğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.1- 4926 sayılı yasanın 34. maddesinin son fıkrasında öngörülen "bu maddenin uygulanmasında para cezasına esas alınacak değer gümrük idaresince belirlenen değerdir." düzenlemesindeki "gümrük idaresince" ibaresinin 30.12.2008 gün ve 27906 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 18.09.2008 gün ve 2006/47 esas, 2008/144 karar sayılı kararı ile Anayasaya aykırı görülerek iptal edildiği de dikkate alınmak suretiyle, dava konusu eşya hakkında konusunda uzman bilirkişinin kovuşturma aşamasında tespit ettiği CİF değer üzerinden hesaplanan ve sanıklar lehine olan gümrüklenmiş değerin 4,5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ön ödeme önerisinde bulunulup sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, usulsüz ön ödeme ihtarına dayanılarak ödeme yapmadıklarından bahisle yazılı şekilde mahkumiyetlerine hükmolunması,2-Sanıkların adli sicil kayıtlarında herhangi bir mahkumiyetlerinin bulunmaması ve atılı suç nedeniyle ortaya çıkan kamu zararını taksitle ödeme girişiminde bulundukları yönündeki beyanları dikkate alınarak; meydana gelen kamu zararının taksitle ödenmesine imkan veren 5271 sayılı CMK'nın 231/9. madde ve fıkrasının sanıklar hakkında uygulanıp uygulanmayacağı hususu karar yerinde tartışılmadığı gibi, 5271 sayılı CMK'nun 231. maddesindeki diğer objektif ve subjektif koşullara da değinilmeden yalnızca zararın ödenmemiş olması nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,Kabul ve uygulamaya göre de;3-4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın 5237 sayılı TCK'nun 50.maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibariyle 5607 sayılı yasanın sanıklar lehine olabileceği gözetilerek;Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,4-Sanıkların toplu kaçakçılık suçundan mahkumiyetlerine karar verildiği halde, sanıklar hakkında tek tazmini nitelikte para cezası tayin edilip, müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanık ... müdafii ve sanık ...'ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321.maddesi uyarınca BOZULMASINA, bozmanın niteliğine göre sanık ...'a sirayetine, 24/12/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.