Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 21882 - Karar Yıl 2005 / Esas No : 12334 - Esas Yıl 2003





6570 sayılı Kanuna muhalefetten sanık Niyazi hakkında yapılan duruşma sonunda: unsurları oluşmayan müsnet suçtan beraatine dair (Malkara Asliye Ceza Mahkemesi)nden verilen 03.04.2002 tarihli hükmün Yargıtay'ca incelenmesi müdahil vekili tarafından süresinde istenilerek dava evrakı Cumhuriyet Başsavcılığının bozma isteyen 04,06.2003 tarihli tebliğnamesiyle daireye verilmekle dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü.Sanığın, kendisine ait olup müdahilin kahvehane olarak işlettiği işyeri için, kendisinin seyyar olarak konfeksiyon işi yapıp hazır giyim satış mağazası açacağından bahisle ihtiyaç nedeniyle Sulh Hukuk Mahkemesinde tahliye davası açtığı ve verilen tahliye kararı Malkara İcra Müdürlüğünün 2000/1471 Esas sayılı dosyası üzerinden 15.03.2001 tarihinde icra marifetiyle yerine getirildiği, 30.03.2001 tarihinde noterde düzenlenen taahhütname ile müdahilin sanığa "Kahvehaneyi mal sahibi Niyazi'nin talebi üzerine tahliye ettim. Bu tahliye neticesinde kahvehaneyi bir başka şahsa devir ettim. Bu nedenle mal sahibi aleyhine herhangi bir şikayette bulunmayacağıma, bu konudaki her türlü yasal hakkımdan vazgeçtiğimi kabul ve taahhüt" ettiği, aynı gün aynı noterde müdahil ile 3. şahıs Recep arasında düzenlenen İşletme Hakkı Devir Sözleşmesi ile de "...kahvehaneyi yukarıda gösterilen bedel karşılığında işletme hakkının tamamı ve içinde bulunan bilumum demirbaşları birlikte devir ve teslim" ettiği, 03.04.2001 tarihli kira sözleşmesi ile sanığın 3. şahıs olan Recep'e dava konusu işyerini yine kahvehane olarak işletmesi amacıyla kiraladığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.Müdahilin dava konusu taşınmazdan ihtiyaç nedeniyle tahliye kararı alınarak icra marifetiyle tahliye ettirildiğine göre sanığa atılı suçun yasal unsurları gerçekleşmiştir. Çünkü sanık 6570 sayılı Kanun'un 15. maddesinde belirtilen herhangi bir mücbir sebep göstermeden işyeri olarak kullanmadığı gibi aynı yasa maddesinde düzenlenen tercih hakkını da bertaraf etmeden 3. şahsa kiralamıştır.Kaldı ki, şahsi ihtiyaç nedeniyle tahliye davasında ileri sürdüğü gibi işyerinde hazır giyim satışı yapacak olsaydı müdahilden taahhütname almasına gerek kalmazdı. Taahhütname ve işletme hakkının devrine dair sözleşme ile tanık Hüseyin'in beyanları nazara alındığında sanığın asıl amacının dava konusu işyerinin 3. kişiye yine kahvehane olarak kiralanmasını sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre müdahil ile Recep arasında noterde düzenlenen işletme hakkı devir sözleşmesi mücbir sebep olarak değerlendirileme-yeceği gibi suçun oluşumunu ve yasal unsurlarını da etkilemez.Yukarıda açıklanan nedenlerle, dosyada onaysız fotokopisi bulunan 15.03.2001 tarihli tahliye tutanağının onaylı örneği getirilerek, gerçeği yansıttığının anlaşılması halinde atılı suçtan sanığın cezalandırılması yerine oluş ve dosya içeriğine uymayan gerekçeyle yazılı şekilde hüküm tesisi,Yasaya aykırı, müdahil vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün isteme uygun olarak (BOZULMASINA), 22.12.2005 günü oybirliğiyle karar verildi.