Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20875 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 12800 - Esas Yıl 2013





Tebliğname No : 7 - 2011/395037MAHKEMESİ : Bakırköy 2. Fikri ve Sınaî Haklar Ceza MahkemesiTARİHİ : 06/10/2011NUMARASI : 2010/58 (E) ve 2011/372 (K)SUÇ : Marka hakkına tecavüzYerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;1- Sanık ve müdafii mahkemede alınan savunmaları ve temyiz dilekçesinde aynı firmanın şikayeti üzerine sanığın iki ayrı işyerinde yapılan aramada suça konu ürünler bulunduğundan ayrı ayrı kamu davası açılıp iki ayrı ceza kararı verilmiş isede davaların birleştirilip tek suç kabul edilmesinin gerektiğini öne sürmüş olup,Converse markasının hak sahibi .... İç ve Dış Ticaret A.Ş'nin şikayeti üzerine alınan mahkeme kararıyla 20.10.2009 tarihinde sanığın Avcılar'da bulunan işyerinde yapılan aramada ele geçen ürünler (46 çift ayakkabı) sebebiyle 15.12.2009 tarihli iddianame ile kamu davası açılmış olduğu, aynı gün incelenen dairemizin 2014/2574 esas sırasında kayıtlı Bakırköy 2. Fikri ve Sınai Haklar Ceza Mahkemesinin 2011/55 esas ve 2011/370 karar sayılı dava dosyasına göre de aynı firmanın şikayeti üzerine 15.10.20 tarihinde sanığın Beylikdüzü'nde bulunan işyerinde ele geçen suça konu ürünle (36 çift ayakkabı) sebebiyle 04.01.2011 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı görüldüğünden davaların birleştirilmesine karar verilip, deliller birlikte değerlendirilerek 5237 sayılı TCK’nın 43. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi,Kabul ve uygulamaya göre;2- Hükümden önce 01/03/2008 gün ve 26803 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak aynı gün yürürlüğe giren 5739 sayılı Yasanın 5. maddesi ile yapılan değişiklikle, 5237 sayılı TCK.nun 50/6. madde ve fıkrasında yer alan "yaptırım" ibaresinin "tedbir" olarak değiştirilip, 5275 sayılı Yasanın 106. maddesinin 4. ve 9. fıkralarının yeniden düzenlenip, 10. fıkrasının da yürürlükten kaldırılması karşısında, hükümde infaz yetkisini kısıtlayacak şekilde ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrileceğinin belirtilmesine karar verilmesi ve hapisten çevrilen adli para cezası ile doğrudan hükmolunan adli para cezasının infaz rejimleri arasında bir fark kalmadığının gözetilmemesi,Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321.maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28.10.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.